19 Eylül 2020 Cumartesi

Şeker Portakalı

Şeker Portakalı, okumaya o kadar geç kalmışım ki seni, o kadar eksikmişim ki seni okumadan.

Hep duyuyordum adını sağdan soldan ama hiç okuyamadım fırsat bulamadım seni okumaya. Her yerde görüyordum seni Şeker Portakalı ve en meşhur karakterin olan Zezé’yi. Her gördüğümde gerek kapağı, gerek adı, gerek kahramanlarının adları ile o kadar eğlenceli bir kitap diye başladım ki seni okumaya anlatamam. Ama gelgelelim ki kitap bittiğinde kendimi ağlarken buldum oturduğum yerde. Anladım ki bir çocuğun sevgiyi ölçme aracı şiddet, dayak olmamalı ve bunu bana en güzel sen anlattın Zezé.

Ah Zezé benim en küçük öğretmenim. O kadar etkiledi beni duruşun o küçücük kalbine koskoca dünyaya sığdırmış olman. Yaptığın yaramazlıklardan dolayı yediğin dayaklara rağmen hala hayallerine sonsuz derece bağlı kalman ile fethettin beni. Herkese, o çocuk gönlünde yetişkin gözlerle bakışın beni o derece etkiledi ki ne desem az kalır. Kimsenin kimseyi düşünmediği şu hayatta senin küçük portakal ağacın için bile göz yaşı dökmen o güzel vicdanını öyle güzel anlatıyor ki. Seni seviyorum Zezé her ne kadar beni ağlatsan da bunu o masumluğuna, o acılı yanına veriyorum senin.

Gloria minik Zezé’min koca yürekli ablası. Onu en çok koruyup kollayan, anası babası olup kol kanat geren. Onun en çok sevdiklerindensin sen çünkü sen ona vurmuyorsun ve Zezé henüz sevgiyi şiddet ile ölçebiliyor. Sen, onu ona vuranlardan koruyan biricik ablası. Sen bizim bu kitaptaki üçüncü kahramanımızsın.

Portuga işte kitabın ikinci kahramanı. Küçük öğretmenimin büyük adamı, en acılı yanı. Portuga, Zezé gibi bir çocuk için en zor isteğinin sahibi sensin. Ona vicdanı sevgiyi sen öğrettin hem de hiç vurmadan ona sadece sarılarak, onun acısını sararak öğrettin sen sevmenin ne demek olduğunu. Zezé sende farklılaştırdı sevmeyi ölçme aletini. Ona hiç ötekiler gibi bakmadın sen onun için hiç öteki olmadın. Sen aslında Zezé için sadece bir hayaldin güzel bir hayal ve o küçük yaşında ulaştığı tek hayal. Yalnız Portuga ona en büyük acıyı yaşatan da sen oldun en çok üzen o minicik kalbini en çok yaralayan sen oldun.

Ve daha kişi var bu kitabın o güzel hikayesinde yer alan ve bir çok  dostu var Zezé’min ama diğerleri kitabın içinde gizli kalsın. Okudukça görün bakalım Zezé’nin gönlünü kimler yaralamış ve kimler yamalamaya çalışmış. Eğer soracak olursanız sen bu kitapta en çok kim olmak isterdin diye Zezé’nin babası olmak isterdim belki bir şeyleri değiştirmek için belki de o güzel yüreği yaralanmaması konusunda önüne set olmak için… belki de Zezé’yi çok iyi anladığım ve onu kurtarmak istediğim için…

KEYİFLE DALIN BAŞKA DÜNYALARA…

Yazan: Göknur Aktağ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder