31 Ocak 2021 Pazar

4 Büyükler

 Haydi, eller havaya! Bayraklar sallansın, şapkalar takılsın, tezahüratlar yapılsın! “4 Büyükler” fırtınası esmeye başladı! Türkiye’nin futbol büyükleri Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un unutulmaz hikâyeleri, eğlenceli anlatımlarla, esprili karikatürlerle ve muhteşem arka plan bilgileriyle sizlerle. Kuruluşlarının, sembollerinin ve efsane şampiyonluklarının hikâyeleri; destan yazılan Avrupa maçları, nefes kesen derbiler, kasa boşaltan transferler, 10 numara golcüler, kupa canavarı teknik direktörler, efsane yabancılar, muhteşem Türkler, beyin yakan istatistikler, rekorlar, enler ve ilkler… Hepsi ve daha fazlası Eğlenceli Bilgi Yayınları'nın “4 Büyükler” serisinde sizleri bekliyor. Kitaplar 7'de 70'e her yaştan okura hitap ediyor.


Kitapların İsimler:


*Adımız Aslan İşimiz Destan GALATASARAY


*Kara Sevda BEŞİKTAŞ


*Bir Efsane FENERBAHÇE


*Kuzey Fırtınası TRABZONSPOR @eglencelibilgiyayinlari @husseyinkeles 


30 Ocak 2021 Cumartesi

Yamalı Yıllar

“O yıllarda her yama; yamanan kıyafet için bir şans, kıyafetin sahibi için mutluluk demekti.”

"Gönlü mazide kalanların, bu çağa ayak uyduramayanların, ah nerede o eski bayramlar diyenlerin kitabı."

...

Gönüllerin umut, ceplerin misket dolu olduğu yıllar...

Kara lastiklerinin içine kum doldurup, kamyon şoförü olan gariban çocuklar…

İşe yaramaz kumaş parçalarından yapılmış, oyuncak bebekler...

Daha neler neler…

Sokaklardaki çocuk seslerinin yerini araba sesleri, salçalı ekmeğin yerini sandviç aldı. Zamanla şekerler çeşitlenip tatlandıkça, bayramların tadı da kaçtı. Yaşlıların kapısı çalınmıyor, bayramları kutlanmıyor artık.

Geçen o yıllar; şimdilerde küskün bir çocuk, gözleri yaşlı ve boynu bükük. Bizler küstürdük onu, bizler kıydık ona. Arkasını döndü ve ardına bakmadan, çekip gitti yıllarımız. Her gün bir adım daha uzaklaşarak...

Ey, benim geçip giden küskün yıllarım...

Ey, benim sokaklarda toz toprak içinde kalan çocukluğum. Seni masumiyetinden öpüyorum.

Affet beni, affet bizi...

 

Kitabı kitapyurdu.com sitesinden temin edebilirsiniz.

Instagram, Twitter, Facebook, Pinterest, Youtube: @yamaliyillar


27 Ocak 2021 Çarşamba

O Gemide Ben De Olsaydım

 Dünyayı, yaşamı, kültürleri merak eden, kabına sığamayan, idealleri için mücadele veren, güçlü bir genç kız…

Ve bu macerada tesadüf eseri karşısına çıkan genç ve gizemli bir erkek…

Bazen umutlarını kaybedecek, bazen aşkını kaybedecek, bazen tüm o karanlıklar içinde aydınlığı yakalayacak…

Ve tüm bu karmaşa içinde kendini bulacak.

Bu maceraya eşlik etmeye hazır mısınız?


26 Ocak 2021 Salı

Bazen Yarım Kalır

 Şiir; hayattan kendine dümen kırmış, yorgun ve dargın insanların limanı. Bazen bir sığınak bazen de sonsuzluğa açılan kapı. Şair ise o kapıda “bir garip Yunus bencileyin...”

Bazen Yarım Kalır...📚Bir öğretmenin kaleminden güzel bir şiir kitabı...💐


Bardak Sevdası

 “Bardak Sevdası” Dr. Ali Sarı’nın kaleminden güzel bir roman...

“Hiç terk etmeyeceğim çocuklarımın annesi olabilirdi. Altmışımıza geldiğimizde üstümüzde ince birer hırka, ağzımızda protez dişlerimiz sahilde el ele gezdiğim biriciğim olabilirdi. Kızımız evlenirken sarılıp gizli değil açıktan ağladığım ruh eşim olabilirdi. Tansiyon ilaçlarımızı paylaşırdık ya da ne bileyim tin tin fizik tedaviye giderdik yaşlı eklemlerimiz kireçlendiğinde...” 📚😊


25 Ocak 2021 Pazartesi

Bozkır 2- Açan Çiçekler


Umutların umutsuzluğa düştüğü an, çarelerin çaresizliğe dönüştüğü an ve her şey bitti derken, sihirli bir el uzanır. Siz bunu bilemez, göremezsiniz. Belki sona geldiğinizi zannedersiniz. Ama aslında o an, sonun başlangıcıdır.

İşte bozkırın merkezinde, sıkışıp kalmış bir yaşam mücadelesi içerisinde olan, bir mucize bekleyen toplumun imdadına, geleceğimizi inşa eden bir eğitimci, bir öğretmen çıkagelir. Her şey yeniden başlar. Geleceğimize yön vererek, en değerli varlıklarımızı, evlatlarımızı, bir ressam gibi çizer, renk verir. Bir sanatkâr gibi işler, şekillendirir ve bir yörenin, bir beldenin kaderini değiştirecek başarılara imza atar.


Her bir öğrencisini kendi evladı bilip, ayrım yapmaksızın emek verir. Zaman gelir, kendi evladını ihmal eder. Ama o geleceğin umudu öğrencisini ihmal etmez. Evini, eşini, çocuğunu bekletir, ama öğrencisini bekletmez. Zaman gelir, cebinde olan üç-beş lirasını öğrencisine harcar, ama evine eli boş gider. Derdini kimseye anlatmaz, ama derdi, sıkıntısı olanı dinler, çözüm üretir.

Hasret Hanım'a eştir. Birgül kıza babadır. Ayşe’ye öğretmendir. Muzaffer Amca'ya evlattır. Göksel Bey'e dosttur. Osman Reis'e kurtarıcıdır. Çoban Mehmet’e yârendir. Solan güllere can suyu, açan çiçeklere bahardır. Bozkıra umuttur. O bir ÖĞRETMEN'dir.

Bozkır 2- Açan Çiçekler... Bir Servet Aktürk Romanı...


www.okumaodasi.com da ve tüm kitap satış sitelerinde.



İnce Memed- Sütlü Bulgur Çorbası

 Yaşar Kemal’in İnce Memed kitabında Hürü Ana Sütlü Bulgur Çorbası yapıyordu. İşte o çorbanın tarifi:

Sütlü Bulgur Çorbası Tarifi (4 Kişilik)


Malzemeler :


1 su bardağı bulgur

1 litre süt

1 yemek kaşığı un

3 yemek kaşığı su

Tuz

Üzeri İçin:

1 yemek kaşığı tereyağı

1 çay kaşığı kırmızı toz biber

Hazırlanışı:

Derin bir tencere içine 1 litre süt koyup, ocak üzerine alın. Sütün içine 1 su bardağı bulgur ekleyin. Orta ateş üzerinde bulgurlar hafif şişene kadar sütü kaynatın.


Diğer taraftan küçük bir kaba 1 yemek kaşığı un ve 3 yemek kaşığı su koyup, iyice çırpın. Kaynayan sütün içine unlu karışımı döküp, karıştırın. Yaklaşık 10 dakika kadar kısık ateşte pişirin.


Son olarak küçük bir tavaya 1 yemek kaşığı tereyağı koyup, eritin. Üzerine 1 çay kaşığı kırmızı toz biber koyup, kızdırın. Sütlü bulgur çorbası üzerine kırmızı toz biber karışımı ve tuz ekleyip, karıştırın.


Hazırladığınız sütlü bulgur çorbasını sıcak olarak servis edebilirsiniz.


Afiyet Olsun.

23 Ocak 2021 Cumartesi

Vaadler- Yabancı 1. Kitap

 Kapana sıkışmış hissettiğimiz bu süreçte, gerçek hayatınzorluklarıyla mücadele ederken sanata ve edebiyata sığınmak, soluk almak istiyoruz. 

İşte “VAADLER” tam da bunu vaat eden bir kitap…

Her şey mükemmel giderken ansızın bildiğimiz düzeninalt üst olmasıyla zihnimizin, yüreğimizin, ruhumuzun karışması, bu durumdan çıkış yolu aramak, yapılması gerekenleri saptamak, gerekli cesareti toplamak, yanında yer alacaklarımızı seçmek ve mücadeleye başlamak…eskiyi geri kazanmak veya onu yeniden inşa etmek için.

 

Güven, endişe, korku, sevgi, nefret ve cesaret gibi pek çok duygu ve kavramın simgeler ardına gizlenerek tartışıldığı, bilmediğiniz sözcüklerle bambaşka bir diyarın içine düşeceğiniz,yenilik, değişiklik arayan, açık fikirli okurlarına adanmış bir fantastik roman.

 

 

Hepimizin içinde hayallere yaslanan bir parça vardır, o parçayı kaybetmemek için masallara yer açmak gerek!

 

 

“…sonunu göremediğiniz bir yolda, kime güveneceğinizi bilemezsiniz…ta ki…birileri size güveninceye kadar…”


Bozkır 1 Solan Güller


 Kuyu başında başlayan bir kin. Yitip giden canlar ve bitmeyen acı. Yollara revan olan iki sevdalı, yürekleri dağlayan aşkın ölümü. Zâlim her yerde zâlimdir. Zâlimin işi ise zulümdür. Bu zulme dur diyen koca yürekli Ahmet Usta ve korkusuz Yakup. Yeni umutlara yelken açıp bozkırın tozlu yollarına düşen ve rastladığı Çoban Mehmet sayesinde, Hasan Emmi’den dinlediği hazin bir hikâyenin, Civan ile Mihriban’ın sevda yolunda çektiği zulmün hikâyesini dinleyen Önder Öğretmen, sır dolu iki mezar ve her sır bir gün, günyüzüne çıkar.


Bozkır 1 Servet Aktürk’ün kaleminden bir roman...

21 Ocak 2021 Perşembe

Med- Cezir

 Med- Cezir Servet Aktürk’ün kaleminden güzel bir şiir kitabı... Şiir seven herkese öneririz...

“Sevdiklerinden uzaktasındır, gurbettesindir, özlersin, özlenirsin, seversin, sevilirsin ama karşısına geçtiğinde susar kalırsın, lal olursun.

İşte bu durumda şiir girer devreye. Bir çilingir gibi açar kalbinin kilidini, çözer dilindeki tutukluğu..."

Bekleyeceğim, sen gel diyene kadar,

Ölmeyeceğim, sen öl diyene kadar,

Yaşamın kıyısında, med-cezirdeyim...



16 Ocak 2021 Cumartesi

Beklenen

 Gerçeklerin göründüğü gibi olmayabileceğini gösteren, zamanda ileri giderken zihnen geriye akan bir kurgu.

Beklenen; yaşananların geçmişten gelen bilgilerle nasıl şekillendiğini anlatan bir roman. Görünenin ardında yatanın anlaşılması için cesaret ve sabır gerektiğini... Hafızaya yerleşen eski bir şarkıyı mırıldanırken yeni bir kurgunun kilidini açıyor, kendini keşfetmenin büyüsüyle karşılaşıyorsunuz.  Bu anahtar bir de ihtimal veriyor; Belki de Kaçtıklarımızda gizliyiz.


-“İnsan bu kadar mı değişir? Değişmez. Biz hakikati görmekte geç kalırız.”

-“Ben onun yaralarını iyileştirdikçe, o bende yeni yaralar açıyordu.”

-“ Oysa şairin de dediği gibi, “Beklediğin gelse bile bir gün, beklediğin anlamda gelmeyecekti.” Yaşam buydu işte. “Beklediğinin gelmemesi” ve senin de “gelmeyeceğini bildiğini beklemen.”

Şule Hatipoğlu, bir ilk roman olduğuna inanmakta zorlanacağınız BEKLENEN ile okurlarıyla buluştu.


15 Ocak 2021 Cuma

Yıldızlı Masallar


🌜🌠Bazen yeri gelir çözümünü aradığımız şeyler için bilge bir dedeye ihtiyaç duyarız bazende sus pus olur içimize döner o bilge dedeyi kendi bildiklerimizde ararız. 

🌜🌠Bazen kayboluruz bilinmeyen diyarlarda, sevdiklerimizi özler, arar arar ulaşmaya çalışırız. 
🌜🌠Masaldır ya hani ondandır her sonunun mutluklukla yazılması. 

🌜🌠Ve bir başkadır yıldızlı masalların başlangıcı
🌜🌠🌠🌠Her masal bir varmış bir yokmuşla başlamaz diyoruz. 
💁‍♀️Sizi zekasıyla ders veren bilge dede ve çocuklarla, 
💁‍♀️Kedisi patiyi ararken kaybolunca o anda ne yapması gerektiğini bilen Meva karakteri ile başbaşa bırakıyoruz. 
Her masalın bütünleştiği çocuk şarkıları ve masal karakterlerinin oluşturduğu boyama etkinlikleri de kitabın içinde mevcuttur. 



 

Dağın Ardında

 Dağın Ardında...

“Bir dağ köyü... Küçük bir okul... İki öğretmen... Mesut ve Neşe'nin gizemli ve dokunaklı aşk hikayesi... Akıcı üslubuyla merak uyandıran müthiş bir kurgu. Ve beklenmedik sarsıcı bir son."  
📚 Haberleri bile olmaz. Öğretmenlerin söyledikleri güzel şeyler, seneler sonra umulmadık bir zamanda gerçekleşir. Çocuklara bir şeyler bırakmalı... Bir bakış, bir telaş, bir cümle...
📚 O dağ köyünde ne işin var diye sorduğunu duyar gibiyim. Bekle biraz. Sabret. Ah, Jüli... Bizim aramızdaki hasret. Birbirine kavuşamayan iki dağ gibi...
📚 Mutsuzluğumuzun acısını sürmeliyiz yaralı yerlerimize. Merhem niyetine...
📚 Mucizeler dağın ardındaki köyün sıradan ve olağan akışın aykırıydı. Neşesi yerine gelmeden önce mutluluğun...
📚 Öğrencilerim, yiyecek meyve, sebze; giyecek mont, çizme bulamazken ve her sabah, bu karda kışta, kuru ve dondurucu ayazlarda karla kapı köy yolunu bata çıka metrelerce yürürken şikayet etmenin alemi yok. İnsanoğlu her şeye alışır derlerdi de inanmazdım. Doğruymuş. Her şey, bir alışkanlık meselesi bu hayatta.
📚 O günden beri çocukluğum, uçurumların kenarında geziniyor. Uçurumları ve dağları seviyorum aslında. Ama aşağıya bakmaya gücüm yok.
📚 Hayatımın sonuna kadar ayrılmak istemediğim insanın bir sabah saçma sapan bir sebep yüzünden yok oluşu... Onun var olmadığı bir dünya.
Dağın Ardında tüm online kitapçılarda...


Yağmur Ağları

 Yağmur Ağları... Oyuncu Durul Can Yaman’ın kaleminden bir kitap...

“İşte bu yüzden davam yok benim. Kim için? Alkış manyağı sanatçılar mı? Dedikoducu mahalle karıları mı? Kibirli akademisyenler mi? Sizin gibi cahil öküzler mi? Kim? Kimin için öleyim? Şimdi gidiyorum, arkamdan dalga geçebilirsiniz. Tepemizde bir evren dönüyor ya... O, onu dedi, bu, bunu dedi... Öbür tarafa hiçbiri gelmeyecek. Komşunun karısı ne yapıyor Sirius yıldızının umurunda mı acaba?"

"Hakikaten niye öyle oldu yıldızlar ya..." diye dalga geçti tek göz.

(Adsız) umutsuzca uzaklaşınca, bir gülme aldı ki hepsini, haklı bile olsalar, iğrençti.

Online kitapçılarda!


10 Ocak 2021 Pazar

Defteri Kiloyla Alan Çocuklar


 Dağ köyünde görev yapan bir öğretmenin yaşadıklarından esinlenerek yazdığı ve her öğretmenin bir parça kendini bulabileceği Defteri Kiloyla Alan Çocuklar artık satışta.

Bir çocuğun kalbinden bir babanın aziz hatırasına, bir öğretmenin çaresizliğinden bir ananın feryadına kadar her şeyi barındıran eser okurlarını bekliyor.

Umulur ki gönüllerde hak ettiği yeri bulur.

9 Ocak 2021 Cumartesi

Çok Kişili Yalnızlık

 Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak edebiyat dünyasının eğtimci yazarları arasında bulunan Deniz Çömez, merakla beklenen ilk kitabı “Çok Kişili Yalnızlık” ile okurların karşısına çıktı. Genç yazarın 2020’nin ilk aylarında raflardaki yerini alan novella türündeki eseri, özellikle genç okurlar tarafından yalnızlık kavramına dair bir öğreti olarak konumlandırılıyor. Özgür, Maria, Firuzan ve Derya karakterleri eşliğinde popüler kültür ve toplum değerleri arasındaki çatışmaya ışık tutan Deniz Çömez, çağımızın vebası olarak nitelendirilen yalnızlığı da denizin mavisiyle aydınlatıyor. Eser, bu sayede gerçek hayattın barındırdığı ve reddettiği değerleri gün yüzüne çıkardığından bir yer altı edebiyatı olarak da sınıflandırılıyor.

 

“Amacım, kıyıya vuran mavililere kulak vermekti”

Eserin kısa zamanda yaratığı etkinin temelinde, iç dünyadaki arayışlara verilen yanıtların yattığına inandığını söyleyen Deniz Çömez, “Çok Kişili Yalnızlık, bugün içerisinde yaşadığımız çağda kimi zaman ters düştüğümüz kimi zaman ise kabul görmesi için mücadele ettiğimiz değerleri tüm çıplaklığıyla masaya yatırma gayesi taşıyor. Toy bir bireyin yaşamı öğrenme ve mahkum edildiği yalnızlığı anlamlandırma yolundaki deneyimlerini monologlara yansıtırken, okura kendi iç sesini duyurmak istiyor aslında. Böylece yalnızca karakterleri değil, okuru da çelişkilerine, hatalarına ve pişmanlıklarına dair bir keşif yolcuğuna davet ediyor. Benim için de bir ilk olan bu davetteki amacım, insanın yalnızlığını haykırdığı usuz bucaksız sahillerin sakladıklarını eşelemek ve kıyıya vuran maviliklere kulak vermekti” dedi.


Perdesiz Hayatlar

 Perdesiz Hayatlar, Kırşehir’de doğup büyümüş bir genç olan Erkan’ın üniversiteyi kazanarak Ankara’ya gelmesine ve Ankara’da yaşadığı olaylara odaklanıyor. Kırşehir’de küçük bir mahallede, düğünlerde müzisyenlik yapan kişilerin arasında büyüyen Erkan, çocukluğundan beri içindeki müzik aşkıyla büyüyüp Ankara’da müzik eğitimi almaya başlıyor. Erkan’ın Ankara’da tanıştığı arkadaşlarıyla arasındaki bağ, eski bir müzisyen olan komşusuyla kurduğu baba-oğul ilişkisi ve onu çocukluğundan beri kardeşi gibi seven müzik öğretmeniyle gelişen hikâyesi, okuyucuyu samimi, içten, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman hüzünlü bir yolculuğa çıkarıyor.


Kitap, bir yandan sürükleyici ve sürprizlerle dolu bir hikâye anlatırken diğer yandan da geleneksel halk müziği kültürüne dair çok değerli bilgiler sunuyor ve okuyucuyu müzik aşkıyla dolu perdesiz bir hayatın izini sürmeye davet ediyor. 

Yazarın kendine has üslubu ve akıcı hikâye anlatımıyla bir solukta okunacak bir kitap.  


7 Ocak 2021 Perşembe

Mübrem

 “ Öyküler… Öyküler tanım olarak, yaşanmış ya da yaşanması mümkün olayların kaleme alınması olarak bilinir. Oysa yaşanan da yaşanması mümkün olan da hayatın tam da kendisidir. Öyküler, yaşamın yorumudur. Yaşamımın her anından, çevremdeki her insandan ve tabi ki hayallerimdeki kişilerden ve olaylardan bir şeyler kapıp, çalıp, ekleyip, kurgulayıp belki de içerisinde kendinizi bulabileceğiniz bu öyküleri oluşturdum. Umarım hayatın tam da kendisinden koparıp yorumladığım bu öyküler sizler için bir şeyler ifade eder. İyi okumalar dilerim.”


5 Ocak 2021 Salı

Arife’nin Rüyası

 “Biliyorum Arife Almancıların kızlarının seninle nasıl alay ettiğini; garibanlığını, fakirliğini nasıl yüzüne vurduklarını biliyorum. Almaz mıydım kızım sana en güzel elbiseleri? Yok işte! Elde yok avuçta yok… Bu dünyada bize bir şey yok!”

  Arife! Kaderi üstündeki kıyafetler kadar yamalı Arife... Her çocuk gibi değildi hayalleri. Daha sahiciydi bu hayaller, daha zordu bunları gerçekleştirmek onun için. Peki, söz sırası kadere geldiğinde bahtı ona ne söyleyecekti?

 Harun Bicil kader kavramını Arife karakteri üzerinden yeniden tanımlıyor. Arife’nin Rüyası’nı okuduktan sonra düşünün, siz hangi rüyayı görüyorsunuz?

Arife’nin Rüyası... Bir öğretmenin kaleminden... Tüm kitapçılarda!