50 Soruda Dil Öğrenme

(Prof. Dr. Cem Balçıkanlı ile yapılan bir röportajdan)

 

Bu kitabın okuyucu kitlesi sizce kim olmalıdır?

 

“Türkiye’nin her yerinden başta değerli öğretmenlerimiz olmak üzere pek çok kişiye “Dil öğrenmeye ilişkin en çok neyi merak ediyorsunuz?” sorusunu yönelttim. Gelen 1.500 sorudan en çok tekrarlanan soruları yanıtladığım bu kitap, dil öğrenmeyi merak eden herkesin kendisinden bir şey bulacağına inandığım birkitap oldu. Ancak elbette başta değerli öğretmenlerimiz, öğretmen adaylarımız, dil öğrenmek isteyen ve bunu nasıl yapacağından emin olan bireyler hem kuramsal bilgileri hem de pratik önerileri anlamlı bulacaktır. Daha da önemlisi bilimsel araştırmaların gösterdiği yoldan ayrılmadan “15 günde İngilizce öğreniyoruz.”, “Hipnoz yoluyla dil öğrenme”, ve “Siz sadeceisteyin biz gerisini hallediyoruz.” gibi bilimsellikten uzak yaklaşımların karşısında durmamız gerektiğine ilişkin bir kılavuz olacaktır. Buna inanıyorum.”

 

Sayfalarımız

 İnstagram sayfamız:

https://www.instagram.com/ogretmenlerkitapkulubu/

Twitter adresimiz:

https://twitter.com/kitapkulubuyuz

Blog sayfamız:

https://ogretmenlerkitapkulubu.blogspot.com/

Facebook grubumuz:

https://www.facebook.com/groups/1616443128640482

Nim

 Alzaymır hastası emekli bir öğretmen...
Her şeyi unutmadan önce bir roman yazıp hatırlanmak istiyor. Fakat hastalığı yüzünden yazdığı tüm romanları yarıda bırakmak zorunda kalıyor. Kitapta hem yarıda bıraktığı romanlara şahit oluyoruz hem de Nedim Bey'in hayatına... 
Akıcılığın bir an bile duraksamadığı, neredeyse okuyan herkesin bir solukta bitirdiği bir kitap NİM.
Emrah ATİŞ öğretmenimizin kaleminden hüzünlü ama umut dolu bir kitap...
Kısa zamanda iyi bir satış sayısı yakalayan ve  ikinci baskısı için gün sayan bu kitabı hâlâ okumayan var mı? 

Arife’nin Rüyası

 Harun öğretmenimizin kaleminden güzel bir öykü kitabı...

Arife'nin Rüyası’nda bir köy hayatı ele alınmış ama öyle alalade değil, bildiğiniz nakış nakış işlenmiş... Her bir karakterin ayrı ayrı kendi dünyalarından hayata bakışları anlatılmış...

Arife ve Pakize iki kardeş, anneleri Fatıma, babaları Murad, Murad'ın amcası Mustafa emmi. Yayvan İsmail, İsmail'in hanımı Emine. Birde Melek var ki ah o Melek cennetten inme melek... Köyün büyüğü Alikarısı'nı unutmadım elbette...

Yeşeren Arkadaşlıklar

 

Arkadaşlarla anlaşmak bazen çok karmaşık olabilir. Çocukların zorlayıcı sosyal durumlarla başa çıkmalarına yardımcı olabilecek pratik stratejilerle dolu olan Yeşeren Arkadaşlıklar, eğlenceli dili ve ilgi çekici çizimleri ile arkadaşlığın karmaşık yönlerini çocuklar için anlaşılır kılıyor.

Klinik Psikolog Eileen Kennedy-Moore ve Christine McLaughlin, çocuklara arkadaş edinmeleri için diğer çocuklarla iletişim başlatabilmeleri, rahatsız edici bir davranışta bulunduklarında bunu fark edip geri adım atabilmeleri, grupla kaynaşabilmeleri, gerektiğinde açık konuşabilmeleri ve geçmiş kırgınlıkları geride bırakabilmeleri için gerekli becerileri, gerçek hayattaki sosyal beceri örnekleri ile sunuyor. Başkalarının vücut dilini nasıl fark edebilecekleri, nasıl "hayır" diyebilecekleri ve zorbalıkla nasıl başa çıkılacağı hakkında ipuçları veriyorlar.

Yeşeren Arkadaşlıklar ile çocuklar, arkadaşlığa nasıl açık olunacağını, iyi arkadaşlar seçmeyi ve en önemlisi iyi bir arkadaş olmayı öğrenecekler.
Yeşeren Arkadaşlıklar, hem içeriği hem de içindeki çizimlerle çocuklar, ebeveynler, öğretmenler ve çocuklarla çalışan herkes için muazzam bir kaynak.

Cennet Sürgünü

 Yasak olan her şey güzeldir. 

Bütün yasaklı şeylerin cazibesiyle geliyorum sana.

Âdem’in yasak meyveye adım adım yaklaştığı gibi.

Oysa emir kat’îydi: “Yaklaşma!”

Bir ısırık cennetten kovulmaya yeter mi?

***

Yetti!

 

Dünyadaki sürgünlüğümüz Âdem’den beri devam ediyor. Bazılarımız sürgün edildiği dünyayı cennet haline getirmeyi başardılar.

Ya diğerleri?

Cennet Sürgünü, o diğerlerinin öykülerini sunuyor size. Her gün yanımızdan geçip giden ama dönüp bakmadığımız, içimizdeki insanların hikâyelerini. Dışlanan, ötekileştirilen, görmezden gelinen, sindirilen insanların hikâyelerini… 

 

Kitaptan Alıntılar:

* Karşımda yaratılışın kusursuz bir örneği duruyordu. Ben bu kusursuzluğa kayıtsız kalsaydım şayet, bu güzelliği yaratanı inkâr etmiş olmaz mıydım? O bütün günahlara girmeye değecek kadar güzel ve bu güzellik bir cehennem etmeyecek kadar masum!

* Ben ateş! Yakmakla yanmak arasındayım ve ben Âdem’in ısırdığı meyvedeki iz, Havva’nın yanağındaki yaşım. Değil mi ki ben kendi dumanında boğulanlardanım.

* Mademki bir gülüş bütün bir ömür ve yanakta açan o malum gamzeler bu ömrün en günahsız kısmı, öyleyse bir ceylan bakışı süslesin kalbimin tüm odalarını. Kalbimdeki aynalarda kendi güzelliğini görsün ve anlasın o gülüşe kayıtsız kalınamayacağını. Ben gamzesinde ömrümü astım, gülüşünde bahtımı. Bahtımın en onulmaz yarası, ömrümün en güzel tesadüfü. İzin ver tamamlansın kalbinde, bu cennet sürgünlüğü.

Meçhul

 Meçhul... Ramazan öğretmenimizin kaleminden bir kitap. 1960’lı yıllardan başlayan Avrupa’ya göç kavramını irdeleyen güzel bir kitap. Bu kitapta gurbetçilerimizin etkileyici hikâyelerini okuyacaksınız.

“Adam gidiyordu ama sanki giderken onun umudunu ve az önce kazandığı enerjisini de götürüyordu. O uzaklaştıkça umudu ve hevesi de uzaklaşıyor ama karamsarlıklar yaklaşıyordu. Onun gözden kaybolmasıyla karamsarlık gelmiş ve kalbine yerleşmişti.

Ne acı bir durumdu! Tüm aile onu bırakıp gitmişti; oysa o arkalarından bakakalmıştı. Sessiz bir çığlık atmıştı anlayanlar için.

Ah oğlum… Dün gibi hatırlıyorum için için ağlayan ve beni neden terk ediyorsunuz diyen bakışlarını. O sessiz çığlıkların kulaklarımda, o biçare duruşun gözlerimin önünde. Bu ahvalin beni geldikten sonra kaç gün yatırmadı, biliyor musun? Sen bilmezsin, bir annenin evladını bırakıp da gitmesi ne zor.”

Dağın Ardında

 

Dağın Ardında, her sayfasında merak uyandıran son yılların en akıcı, nitelikli romanlarından biri... Okurunda iz bırakan kitap. Film gibi ilerleyen bir kurgu. Ve beklenmedik, sarsıcı bir son! DAĞIN ARDINDA/ESMA ERDEMGİL Tüm online kitap kanallarında satışta.

Yasun’un Mediyesi Öğretmen Ailesi

 “Vardım! Dünyadaydım, nefes alıp veriyor ve yaşıyordum! Ancak, düşlerimi gerçekleştirirsem gerçekten var olacaktım.” Çocukluğu öğretmen olan babasının atamaları nedeniyle Anadolu'nun birbirinden çok farklı kültürleri arasında geçen, oniki yaşında İstanbul'a yerleşen Olcay Güran, entellektüel alt yapısı sağlam bir dili yansıtan ikinci kitabıyla sizlerle. İlham aldığı tümce de Atatürk'ün şu tümcesi; "Eğitimde kaybedilecek tek bir birey yoktur.”

 “...Annemin evliliği bana onunla aynı zamanda evlenmiş şair Slyia Plath’ın evliliğini anımsatıyordu. Kocası şiir yazıp ödüller alırken çocuk doğurup pasta, börek, yemek yapmak zorunda kalmış, bunalıma girmiş, en sonunda da iki çocuğunu uyutup, sabah kalktıklarında yemeleri için tereyağı sürülmüş ekmek yanında da birer bardak süt bıraktıktan sonra mutfağa gidip, fırının gazını açıp, kafasını içine sokmuş. Anneme, dün bir neşelendim, sonra bulutlandı, dedim.