Astroloji meraklıları sizlere harika bir kitap önerisi… Astroloji Eğitimi 1; astrolojiyi öğrenmek isteyenlere en temelden başlayarak geniş çerçevede bilimsel bir yöntemle anlatan bir kitap. Gerçek astrolojinin özellikle Sümer ve kadim Mısır kaynaklarına ek olarak, bilimsel taraflarına da yer veriyor... Astroloji meraklılarına 💫💫💫😊 Astroloji denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Devrim Dölen ‘in kaleminden... Bu konuda yazılmış (bize göre) en iyi kitaplardan biri… Harika bir kaynak 💫 📚🌟
Benim Zürafam Uçabilir çizgi filmini nereden izleyebilirim?
Sevilen çizgi film, Benim Zürafam Uçabilir ilk sezonuyla BluTV’de yayında!
Çocukların çok sevdiği Benim Zürafam Uçabilir çizgi filmini izlemek için:
Özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin yazma becerisini eğlenceli bir şekilde geliştirdiği için öğretmenler tarafından önerilen bir kitap…
Bu yüzden her yaş grubundaki çocuk bu kitaptan faydalanabilir.
Benim Zürafam Uçabilir kitabının yazarından yine muhteşem bir macera!
Gülenay öğretmenin inanılmaz etkileyici hikâyesi...
Tavsiye ediyoruz... Dağlar Kızı Gülenay Öğretmen...
“O, doğada yürürken hiç konuşmadan, sadece ayaklarının çıkardığı ses, kuş cıvıltıları, çekirge ötüşleri ve rüzgarın ağaçları salladığında çıkan sesleri dinlemeyi sever, bu gizemi bozmamak için kimse ile de sohbet etmezdi. Hep zirvede olmak, oradan bir kuş gibi doğayı seyretmek isterdi...” 🏔 ⛰ 📚
Size keyifle okuyabileceğiniz güzel bir kitaptan bahsetmek istiyoruz.
Üniversite eğitimi için Anadolu'nun sakin bir şehrine gelen Orkun'un hikâyesi... Farklı bir şehir, gizemli rüyalar, sırlarla dolu bir ev... Kılavuzun Pusulası, okuyucuyu Kaşgarlı Mahmut'un yüzyıllardır kayıp olan eserinin gizemine davet ediyor... Bir çırpıda okuyabilirsiniz.
Kitaba ulaşmak İçin:
https://www.kitapyurdu.com/kitap/kilavuzun-pusulasi-/615744.html
Yapılan bir araştırmaya göre, kitap okumak, yazı yazmak gibi zihinsel aktiviteler insanı yaşlılıkta oluşabilecek beyin hastalıklarından koruyor.
Araştırma için altı yıl boyunca iki yüz doksan dört yaşlı insan düşünebilme ve hafıza konularında onları ölçen bilişsel testlere girdi. Deneye giren kişiler aynı zamanda ne sıklıkla kitap ve gazete okuduklarını, sudoku ya da satranç gibi oyunlar oynadıklarını, müzeye, tiyatroya gittiklerini belirterek beyinlerini nasıl aktif tuttuklarını gösterdiler.
Deneye katılanlar arasında okuyan, yazan ya da yapboz yapanların yaşadıkları bilişsel rahatsızlıklar çok daha az, özellikle de Alzheimer. Bilişsel rahatsızlıkların çok daha az olmasının yanı sıra, beyninde Alzheimer hastalığının fiziksel belirtileri bulunanların davranışlarında bu belirtilere rastlanmıyor.
Araştırmaya göre ömür boyu bu alışkanlığa sahip olmayıp sonradan başlayanlar da zihinsel rahatsızlık riskini yüzde 32 oranında azaltıyor. Kötü haber ise yapılan araştırmaya göre söz konusu zihinsel aktivitelerde bulunmayanlarda bu rahatsızlıklar yüzde 48 oranında daha hızlı gelişiyor.
Hazırlayan: Barış Akar
Kaynak: R. S. Wilson, P. A. Boyle, L. Yu, L. L. Barnes, J. A. Schneider, D. A. Bennett. Life-span cognitive activity, neuropathologic burden, and cognitive aging. Neurology, 2013; DOI: 10.1212/WNL.0b013e31829c5e8a
Amacınıza ulaşmak için neler yaparsınız?
Dağlar tepeler aşar mısınız ya da yoldaş olur musunuz bir ayıya? Uyandırır mısınız milyon yıllık fosili? Tam da buna uygun bir kitap tavsiye edelim.
Sonra da konuşalım mı üzerine? Şimdiye dek neler yaptınız amacınıza ulaşmak için?
Svalbard’da Var Bir Tilki kitabı üzerinde çok konuşabileceğiniz bir çocuk kitabı... Tavsiyemizdir.
Çok güzel bir çocuk kitabı önermek istiyoruz... Svalbard’da Var Bir Tilki...
“Toparlanıp çıkmaya çalışırken, ayağı kaydı birden.
Kaydı tilki paldır küldür, düştü bir mağaraya takır tukur.
Varınca düze, başladı mağaradan nasıl çıkabileceğini düşünmeye. Bizim tilki düşünüp dururken,
öfkeli bir ses duyuldu mağaranın derinliklerinden.
Bu milyon yıllık bir fosildi. Fosil sordu öfkeli bir sesle, “Kim bu milyon yıllık uykumu bölen?”
11 yaşındaki Addie, yaşadıkları kasabada bir zamanlar büyücülükle suçlanan ve ‘cadı’ olarak adlandırılan ama aslında nöroçeşitliliğe sahip çok sayıda kadının öldürüldüğünü öğrendiğinde, bu 'cadıların' hikâyesinde daha fazlası olduğunu bilir. Tıpkı kendi hikâyesinde olduğu gibi. Sahip olduğu keskin empati yeteneği sayesinde onların anısına sahip çıkmaya kararlıdır. Sadece kendisi gibi otistik ablası, Addie’nin hissettiklerini ve yaşadıklarını gerçekten anlar. Peki Addie, kasabasındaki insanların ona karşı bakışına meydan okuyup geçmişte öldürülen kadınların itibarının iade edilmesi için verdiği mücadeleden galip çıkabilecek mi?
Ödüllü yazar Elle McNicoll’dan, doğru bildikleri için verdiği mücadelede boyun eğmeyi reddeden genç bir kızın heyecan verici bir hikâyesi…
Med- Cezir Servet Aktürk’ün kaleminden güzel bir şiir kitabı... Şiir seven herkese öneririz... Bir çırpıda keyifle okuyabileceğiniz bir kitap...
“Sevdiklerinden uzaktasındır, gurbettesindir, özlersin, özlenirsin, seversin, sevilirsin ama karşısına geçtiğinde susar kalırsın, lal olursun.
İşte bu durumda şiir girer devreye. Bir çilingir gibi açar kalbinin kilidini, çözer dilindeki tutukluğu..."
Bekleyeceğim, sen gel diyene kadar,
Ölmeyeceğim, sen öl diyene kadar,
Yaşamın kıyısında, med-cezirdeyim...
Bu kitabı herkese tavsiye ediyoruz, bugün size en yakın D&R'dan almanızı öneririz.
DİKKAT! Bu kitabı okurken her cümlenin altını çizme ihtimalinize karşı yanınızda bir de kalem bulundurmayı ihmal etmeyin!
Ben kiminle kalacağım?
Bundan sonra mutlu olabilecek miyim?
Uzman Psikolog ve adli görüşmeci Aslı ALPAY ‘ın yazdığı ‘ Sero ile Balığı’ adlı kitabın ilk serisi olan ‘ Annem ve Babam Boşanıyor’ kitabında, ebeveynleri boşanma sürecinde olan Sero’nun bu süreçle ilgili sorularını ve kaygılarını balığı ile paylaşmasına tanık olacaksınız.
Balığının Sero’ya verdiği yanıtlar evlilik birlikteliği sürecinin sonlandırılması esnasında her ebeveynin çocukları ile kuracağı iletişime yol gösterici nitelikte.
.
Beklenen kitap geldi! Hayatınız ikiye ayrılacak... Bu kitaptan öncesi ve bu kitaptan sonrası...
.
İnsan gülü koparırken çiçeğin çektiği acıyı değil, dikenin verdiği sızıyı düşünür. Önce yaralar bırakıp sonra deliliği eleştirmek, bencil insanın lanetidir.
.
Seyahatimiz bilinmeyenedir; toplumun dışına ve özgürlüğe aşina kıyılaradır. Vakit, bizi yoran, endişe veren, anlayamadığımız ve anlatamadığımız ama yine de takılıp kaldığımız tüm kafeslerden kaçmanın vaktidir.
.
Cancağızım,
Hadi elini kitaba uzat, gidiyoruz.
.
“Her cümlesi ayrı bir kitap... Bu kitap can yoldaşınız olabilir.”
Özgür Bacaksız
.
İlk okurlardan olmak için hemen D&R sitesine gidiniz! Şimdi dr.com.tr ön siparişte!
"Sevmekle başladı her şey. Sevmekle bitecek."
Şarkıcı Kalben aynı isimle hem roman hem albüm yayınlayarak Türkiye'de bir ilke imza atmış. Romanı okurken sanatçının şarkılarını da dinleyebilirsiniz.
BOZKIR-2
Umutların umutsuzluğa düştüğü an, çarelerin çaresizliğe dönüştüğü an ve her şey bitti derken, sihirli bir el uzanır. Siz bunu bilemez, göremezsiniz. Belki sona geldiğinizi zannedersiniz. Ama aslında o an, sonun başlangıcıdır.
İşte bozkırın merkezinde, sıkışıp kalmış bir yaşam mücadelesi içerisinde olan, bir mucize bekleyen toplumun imdadına, geleceğimizi inşa eden bir eğitimci, bir öğretmen çıkagelir. Her şey yeniden başlar. Geleceğimize yön vererek, en değerli varlıklarımızı, evlatlarımızı, bir ressam gibi çizer, renk verir. Bir sanatkâr gibi işler, şekillendirir ve bir yörenin, bir beldenin kaderini değiştirecek başarılara imza atar.
Her bir öğrencisini kendi evladı bilip, ayrım yapmaksızın emek verir. Zaman gelir, kendi evladını ihmal eder. Ama o geleceğin umudu öğrencisini ihmal etmez. Evini, eşini, çocuğunu bekletir, ama öğrencisini bekletmez. Zaman gelir, cebinde olan üç-beş lirasını öğrencisine harcar, ama evine eli boş gider. Derdini kimseye anlatmaz, ama derdi, sıkıntısı olanı dinler, çözüm üretir.
Hasret Hanım'a eştir. Birgül kıza babadır. Ayşe’ye öğretmendir. Muzaffer Amca'ya evlattır. Göksel Bey'e dosttur. Osman Reis'e kurtarıcıdır. Çoban Mehmet’e yârendir. Solan güllere can suyu, açan çiçeklere bahardır. Bozkıra umuttur. O bir ÖĞRETMEN'dir.
BOZKIR-1
Kuyu başında başlayan bir kin. Yitip giden canlar ve bitmeyen acı. Yollara revan olan iki sevdalı, yürekleri dağlayan aşkın ölümü. Zâlim her yerde zâlimdir. Zâlimin işi ise zulümdür. Bu zulme dur diyen koca yürekli Ahmet Usta ve korkusuz Yakup. Yeni umutlara yelken açıp bozkırın tozlu yollarına düşen ve rastladığı Çoban Mehmet sayesinde, Hasan Emmi’den dinlediği hazin bir hikâyenin, Civan ile Mihriban’ın sevda yolunda çektiği zulmün hikâyesini dinleyen Önder Öğretmen, sır dolu iki mezar ve her sır bir gün, günyüzüne çıkar.
Bozkır 1... Bir Servet Aktürk romanı...
DİLENCİ
Gülce, üstünden yıllar geçse de amcasının ölümünü bir türlü unutamadı. O olay, hayatının en büyük dönüm noktası olmuştu. Hayatı boyunca, hep amcasının ölümüne sebep olduğunu; onun yüzünden şimdi yanlarında olmadığını düşünüp durdu. Amcası, o elim kazadan önce çarptıkları dilenciye şapkasını verseydi, başından yaralanarak ölür müydü? Ya da önceki akşam Gülce amcasına onlarda kalmak istediğini söylememiş olsa, amcası o yola hiç girmese yine de girer miydi toprağa? Bilmiyordu Gülce... Tek bildiği, inandığı amcasının ölümünden sorumlu olduğuydu.
Dilenci... Bir Servet Aktürk romanı... Tüm kitapçılarda...
