14 Nisan 2020 Salı

Kuyu- Bir Mavilik Hikayesi

Ortak yalnızlığımızda buluşacağımız çelişkilerle dolu bu hikâye sustuklarımıza bir başkaldırı olarak kaleme alınmıştır...
Omuz omuza dertleşeceğimiz bir serüven.
Görülmek için çalışan, sevilmek için güzelleşen kadınlar;
Değerli olduğumuzu önce kendimize söylemeliyiz...

“Kuyu- Bir Mavilik Hikayesi” öğretmen-yazar Ümre AKSU’nun kaleminden... Herkese öneriyoruz.

7 Nisan 2020 Salı

Özgürlük Bulutu

Bugün Hüseyin Öğretmenin yazdığı, insanın içini ısıtan, zaman zaman kederlendiren  ve bir solukta okunan kitabını tanıtıyoruz...

 Kitap farklı hikayelerden oluşmaktadır. Kitabın da ismi olan Özgürlük Bulutu 🌤️ hikayesinde tekerlekli sandalyeye mahkum olan bir çocuğun yaşadıkları anlatılmaktadır. Çocuk "Bir can bedenin her yerine eşit dağıtılamaz mıydı?"  Sorusuyla içimizi burksa da eline geçen bir kitapla bedenine karşı bir özgürlüğe girişiyor...
"Karamsarlığı almadı sandalyesine bu sefer. Tekerlekli sandalyesiydi yoldaşı artık. Hızlandı. Coşuyor, coştukça hızlanıyordu. Tekerleklerin üzerinde yelle yarışıyordu sanki. Yeniden doğmuş, farklı bir dünyaya merhaba demiş gibiydi…"

Yine kitabın başka bir yerinde :"Neyse bu düşünceleri bıraktı suya bir daha baktı. Akan suydu, bakan onun gözleri, duyan onun kulağıydı…Ne müthiş bir histi bu! Çok sevindi. İçindeki çıkmazı aşmış olmanın gururunu yaşıyordu şimdi…" kesitiyle karşımıza çıkar...

Kitabın devamında Meraklı Zikzak, Küçük Yaprak, Kartopu Savaşı, Tombiş: Sevgi Masalım ve Gizli Görev hikayeleri birbirinden farklı tatları bize sunuyor ve çocukların, hep çocuk kalanların, yüreğine dokunuyor...
Özgürlük Bulutu şu dönemde 5.6.7.8. sınıf öğrencilerinin keyifle okuyabileceği çok güzel bir kitap olmuş. Tavsiye ederiz. Okuyun, okutun. 😊📚

6 Nisan 2020 Pazartesi

Suç ve Ceza



 “Ayın Kitabı” olarak seçtiğimiz Suç ve Ceza kitabını bu akşam 21.00’de instagram “Öğretmenler Kitap Kulübü” sayfamızda hep birlikte analiz edeceğiz.
Herkesi bekliyoruz.

3 Nisan 2020 Cuma

Dağlar Kızı Gülenay Öğretmen

O öğrencilerine orkestra şefi gibi, Ağrı Dağı’na çıkartan rehber gibi, yavrularını yırtıcılardan koruyan anne ördek gibi, gemilerin rotasını bulmasını sağlayan deniz feneri gibi, adalet terazisini tutan Themis gibi eğitim veriyordu. Doğrularından ödün vermedi ve asla geri adım atmadı. Mezun ettiği öğrencilerini bulup görüşmesini sürdürdü. O öğretmenlik mesleğini ve öğrencilerini çok seviyordu.
  O doğada yürürken hiç konuşmadan, sadece ayaklarının çıkardığı ses, kuş cıvıltıları, çekirge ötüşleri ve rüzgârın ağaçları salladığında çıkan sesleri dinlemeyi sever, bu gizemi bozmamak için kimse ile de sohbet etmezdi. Hep zirvede olmak, oradan bir kuş gibi doğayı seyretmek isterdi. Emekli olduğunda hayalindeki küçük ahşap dağ evinde yaşamak istiyordu. O dağları, doğayı çok seviyordu.

  “Evim, canım evim.” Evinin sınırsız özgürlüğünü yaşadığı bir yer olarak çok seviyordu. Huzuru, mutluluğu evinde buluyordu. Bir de ayaklarını uzatıp çayını yudumluyorsa, artık ondan mutlusu yoktu. Dağlar Kızı Gülenay Öğretmen sevdiklerinin de içinde yaşadığı evine âşıktı.