31 Ağustos 2020 Pazartesi

Kum Gibi

 “Bir tarafta Delikli Dağ’ın gazabından kaçan Dara, diğer tarafta her şeye rağmen düşlerinden caymayan Meryem...

Onları çaresizlikler içinde bırakan kültürleri, coğrafyaları ve yaşamın bilinmezlikleri oldu. Ne var ki aynı çaresizlik, bir gün en güçlü ümitleri olarak çıkacaktı karşılarına ve felakete sürüklenen yaşamları “Bitti!” dedikleri yerde umulmadık şekilde yeniden yazılmaya başlayacaktı...”

Kum Gibi...Hatice Dökmen’in kaleminden... Tüm kitapçılarda!.. 


30 Ağustos 2020 Pazar

Sansar


 "Yanıp küle dönmüş kalpte bir aşkın filizlenmesinden daha güzel ne olabilirdi?"

.

İstanbul Narkotik Şubesi Komiseri Akın'ın hayatında aşka yer yoktu. O, bu trene bir kez binmiş yarı yolda indirildikten sonra ise aşkı hayatından tamamen çıkarmıştı. Akın'ın kalbinde kontrol edemediği hiçbir duyguya yer yoktu.

Suçlularınsa kaçacak yerleri...

.

"Sevdigi kadının onu sevmemesinden daha acı olan şey gözleri önünde bir katile dönüşmesiydi."

.

Eşinin ve kızının öldürülmesiyle artık nefes almak gittikçe zor bir olay haline gelmişti. Yaşamak ve tekrar nefes almak için tek bir çözüm vardı: İNTİKAM!

.

"...Merve de eşi ve biricik kızı öldürülene kadar yapabileceklerinin farkında değildi. Merve Akyürek'in hiç tanımadığı, bilmediği yönüyle o da yeni tanışıyordu.

İlginçtir ki bu hâlinden oldukça memnundu..."

28 Ağustos 2020 Cuma

Nereye Konacağını Bilemeyen Kuş Gökyüzünde Esirdir

 Nereye Konacağını Bilemeyen Kuş Gökyüzünde Esirdir genç bir kadının kendini, hakikati, yaşamı, ölümü ve değerleri sorgulaması; kendisiyle yüzleşmesi ve bütün bu sürecin sonunda yaşadığı aydınlanmanın hikâyesi… Hakikate ulaşma yolunda atılan adımları yalın bir dille anlatan kitapta soyut bir mesele naif bir kurguyla aktarılıyor.

İpek Demirkan’ın yazdığı hayalle gerçek arasında gezinen hikâyesiyle Nereye Konacağını Bilemeyen Kuş Gökyüzünde Esirdir Destek Yayınları’ndan çıktı.

 

Arka Kapak Yazısı:

 

Bu bir kaçak dövüş hikâyesi...

Hem de insanın kendi kendiyle yaptığı, bilinmezliklerle, gizemlerle, sorularla ve cevapsızlıklarla dolu bir kaçak dövüş...

Saklanmaktan yorulmuş olanlar için yazılmış bir hikâye...

Kurgu gibi ama hakikat...

Bilmeye hazır olanlar için kurgulanmış küçük sırlara ışık tutuyor.

Hayır, ışığa bakma göremezsin.

Işığa bakanların hepsi kör oldu.

Feneri nereye tuttuğuma bak.

İşte orası esaretini sonlandıracak olan yer.

Orası huzurla konabileceğin yer. Orada kanat çırpmak zorunda değilsin artık.

Unutma ki nereye konacağını bilmediğin sürece özgür sayılmayacaksın.

Kanatların sahte bir özgürlük için açılmış olacak gökyüzünde.

Ta ki sen yorulana kadar...

İşte o zaman nereye konacağını öğrenmek zorunda kalacaksın...


27 Ağustos 2020 Perşembe

Med- Cezir

 "Sevdiklerinden uzaktasındır, gurbettesindir, özlersin, özlenirsin, seversin, sevilirsin ama karşısına geçtiğinde susar kalırsın, lal olursun.

İşte bu durumda şiir girer devreye. Bir çilingir gibi açar kalbinin kilidini, çözer dilindeki tutukluğu..."

Bekleyeceğim, sen gel diyene kadar,

Ölmeyeceğim, sen öl diyene kadar,

Yaşamın kıyısında, med-cezirdeyim... “


Med- Cezir Servet Aktürk’ün kaleminden güzel bir şiir kitabı...




Hasta Dünya

 İnsanlık var olduğundan beri yazılıp çizilen âşk, bir hayatı zehir edebilir miydi? Sahi neydi sevmek?

 

İnsanın yaşı kaç olursa olsun, isterse ölüm döşeğinde olsun; sevgiliyi batan güneşte, dağın arkasından doğan ayda, uçan kuşta, taşta, toprakta hatta aldığı nefeste bile hissetmek değil miydi?

 

Yokluğuna alışılabilirdi belki de âşkın, ancak şu hafızalarımıza kaydedilmiş hatıralar olmasaydı.

 

Yolu âşka düşmüş bir kişi benlikten çıkar, sevgiliye dönüşür. Âşık artık yoktur, mâşukun bedeninde var olur.

 

Âdem'in de tek hayali normal bir hayat sürmekti. Ta ki, yolu âşk ile kesişene kadar…


Hasta Dünya... Çağlar Akkale’nin kaleminden...


26 Ağustos 2020 Çarşamba

Bozkır 1

 Sizde çok güzel bir kitaptan bahsetmek istiyoruz...

Kuyu başında başlayan bir kin. Yitip giden canlar ve bitmeyen acı. Yollara revan olan iki sevdalı, yürekleri dağlayan aşkın ölümü. Zâlim her yerde zâlimdir. Zâlimin işi ise zulümdür. Bu zulme dur diyen koca yürekli Ahmet Usta ve korkusuz Yakup. Yeni umutlara yelken açıp bozkırın tozlu yollarına düşen ve rastladığı Çoban Mehmet sayesinde, Hasan Emmi’den dinlediği hazin bir hikâyenin, Civan ile Mihriban’ın sevda yolunda çektiği zulmün hikâyesini dinleyen Önder Öğretmen, sır dolu iki mezar ve her sır bir gün, günyüzüne çıkar...

Bozkır bir Servet Aktürk romanı... Tüm kitapçılarda! 


25 Ağustos 2020 Salı

Kimsin Sen?


 İnsanın gerçek potansiyelini ortaya koyabildiği anlamlı ve mutlu bir yaşam ancak kendini gerçekçi bir şekilde tanıyarak yeteneklerinin ve sınırlılıklarının farkında olmasıyla mümkündür. Bu kitap kendinizi gerçekçi olarak tanıma ve anlama yolunda size eşlik edecek.

Cem Keçe
Psikoterapist - Yazar ~
Hayat, başlayıp biter evet ama ya yolda öğrenilenler? Gelişme bölümü, hayatınıza nasıl değer katabileceğinizle şekillenmiyor mu aslında? Buna dair çok samimi bir öğreti ama öğrettiğini iddia etmiyor. Gerçek iddia da bu değil mi?
Dr. Öğr. Üyesi Gökçen Erdoğan
~
“Kimsin sen?” İnsanın anlam arayışına yönelik çabasının en temel sorularından biri… Herkes yaşamının bir noktasında bu soruyu kendisine sorarken bulur kendini… Bu kitap ile bu soruyu belki ilk kez soracak, belki de yanıtlarınızı tekrar gözden geçirmek isteyeceksiniz.
Selen Yağcı

Bir Garip Şair Hikâyesi

 Size güzel bir şiir kitabından bahsetmek istiyoruz. Gizem Orman  şairimizin “Bir Garip Şair Hikayesi” adlı kitabı birbirinden güzel şiirleri barındırıyor. Şairin hisli anlatımı dizelerinde kendini fazlasıyla hissettiriyor. 

“Söyle bana ey! Ariz, bilinir mi bu haller?

Aşkın sırrı elle tutulur mu?

Renkleri siyaha, Leyla’yı da Mecnun’a sormalı.

Sormalı da duyduğuyla yanmalı. 

Kimler geldi kimler geçti bu handan,

Lakin bizim geçişimiz Hakk’a ayan olmalı…“

Bir Garip Şair Hikayesi tüm kitapçılarda! 😊📚 


24 Ağustos 2020 Pazartesi

Karantina Gemisi

Bir Coronavirüs Romanı!!

 Blue Surprise Yolcu Gemisi, açık denizde ilerliyordu. Akdeniz liman şehirlerini gezecek olan devasa yolcu gemisinde, mürettebatla birlikte, iki bin beş yüz kişi vardı. Her şey rüya gibi başlamışken, birden kâbusa dönüştü. İki yolcuda Coronavirüs görülmüştü. Karantinaya alınan gemiden, on dört gün boyunca hiç kimse ayrılamayacaktı. 

 

Eda ile Salih, gemiye Antalya limanından binmişlerdi. Balayı çiftinin sırlarla dolu bir evlilikleri vardı. Birbirlerine olan hisleri ise sürekli değişime uğruyordu. Diğer yolcular gibi, onlarda virüsün kol gezdiği gemide sıkışıp kalmışlardı. Eda’nın geçmişinden gelen birisi, gemide ortaya çıkınca kâbuslar ikiye katlandı. Hem Coronavirüsle, hem de geçmişin karanlığıyla savaşan iki genç, bu savaştan sağ çıkabilecekler miydi? 

 

Sahiden aşk neydi?

 Nasıl bir duyguydu bu? İnsan, kalbine neden hükmedemiyordu? Demek ki, her kalbin bir ışığı vardı. Aynı ışığı görünce, ona uçuyordu pervane misali. 

 Kalbinin bir köşesi için, için sızladı...

 

‘Belki bir gün,’ diye düşündü. ‘Kötü anılarla dolu bu şehre, yeniden geliriz. Eski ve kötüleri geri verir, yeni ve güzelleri alırız. Böylece, durum eşitlenmiş olur.’

 

Yeter ki, bir kayıp verilmesin.

 Yeter ki, buradan iki kişi gidilsin.

 Umut etmeyi severdi ya, umutsuzluğu da bir o kadar sevmezdi. Uyuyan umudu, bir uyanabilseydi… @haticeyatkinyetisen 

 

#KarantinaGemisi #HaticeYatkınYetişen #yenikitap #newbook #booklove #okuyorum #kitaplığım #kitaplarım #yeniçıkanlar #tavsiyeediyorum #tavsiyekitap

21 Ağustos 2020 Cuma

Tut Elimden

Eski zamanlarda, Hindistan’da filleri yetiştirmek için onları küçükken kalın bir zincirle kazığa bağlarlarmış. Tabii yavru bir filin bu zinciri koparabilmesi, kırabilmesi ya da kazığı söküp atabilmesi imkânsızdır. Küçük fil önceleri bu zincirden kurtulmak için tüm gücüyle uğraşır, defalarca dener ama sonucu değiştiremez. Bu nedenle de özgürlüğüne kavuşamaz. Yıllar geçer, fil büyür ve kocaman olur. Bağlı olduğu kazığın ve zincirin onlarca katına gücü yetebilir artık. Ama fil asla böyle bir girişimde bulunmaz. O özgür olamayacağına inanmıştır, artık kırılamayan şey, filin zinciri değil inancıdır. Merhaba sevgili okur, kitabın arkasını çevirip bu kesiti okuduğuna göre mücadeleci ruha sahip birisin ve zincirleri kırmak istiyorsun demektir. Peki mücadele ederken hâlâ; Başarısız olmaktan mı korkuyorsun?

Sevgisizlikten mi şikayetçisin?

Başkalarıyla kıyaslanmaktan mı yoruldun?

Hayatın yüksek puanlardan ibaret olmadığını mı düşünüyorsun?

Etrafındakilerin istediği değil de kendi istediğin bölümü mü okumak istiyorsun?

Zekâ türünün farkında olunmasını mı istiyorsun?

Duyarlı bir ebeveyn mi olmak istiyorsun?

Bu gibi sorularla meşgulsen ve daha önceleri meşgul olduysan doğru yerdesin. Hayat arabesk cümlelerle geçirilecek kadar kıymetsiz değil. Sizlerle aynı yollardan geçmiş birisi olarak, sizlere hayata dair tecrübelerimi de içeren naçizane tavsiyelerim olacak. Umarım kendinizi bulacağınız başlıkla karşılaşırsınız. Okumaya başlarken sevgi dolu olun lütfen. Çünkü sevginin aralayamayacağı kapı yoktur.


Hayatınız boyunca kendinizi hiç fil gibi düşündüğünüz oldu mu? Zincirden değil belki ama saplantı haline getirdiğiniz birtakım karamsar düşüncelerden, kavramlardan kurtulmak için neler yaptınız? Zorluklara karşı ne tür mücadeleler verdiniz? Ne hayatlar var deyip şükredebildiniz mi halinize?

Hayatımız her anında mücadele etmeyi gerektiriyor. Engeller, zorluklar elbette olacak ama onları

aşmak için ihtiyacımız olan en büyük kavram şüphesiz SEVGİ olmalı… Sevgi zinciri nasıl kırar ki diye merak edenlere iyi okumalar dilerim. Kendinizi hangi başlıkta bulacağınızı merak ediyorum.

20 Ağustos 2020 Perşembe

Hayatın Kadınları

 Annesinin hüküm giymesi sebebiyle hapishanede doğup büyüyen Hayat sonunda özgürlüğünü elde eder ve bir avukat olarak yepyeni bir hayata yelken açar. Ancak geçmiş dediğimiz şeyin bir gölge misali sahibini asla bırakmayacağından habersizdir. Kendini bulduğu aşk üçgeni içerisinde vereceği kararlara paralel geçmişiyle yüzleşecek ve annesi Kader'in izinden gidip gitmeyeceği, onun izinden istemeyerek de olsa gitmiş, daha doğrusu buna

mecbur bırakılmış diğer mahkûm kadınların yaşam öyküleri neticesinde şekillenecektir.

Elinizde tuttuğunuz bu çarpıcı roman, birey olmasına izin verilmemiş kadınların kulak ardı edilen acıklı hayatlarını tüm gerçekçiliği ile işlerken, tüm bu kadınların usta bir kurguyla nasıl Hayat'ın çevresinde toplandığına hayret ettiriyor.

19 Ağustos 2020 Çarşamba

Düşler, Düşünceler, Öyküler

 "Aramızdaki mesafe birkaç metreydi uzaklaştık zannettiğimde. Oysa o vakit anladım kavuşulmadığını, aramıza kelimeler girdiğinde..."

Mustafa Danışman'ın Düşler, Düşünceler, Öyküler eseri, bir psikiyatristin gözünden "dil ve dünya"yı okurla buluşturuyor. Keyifle okuyabilirsiniz.📚


Tutundum Gözlerine

 Size güzel bir kitaptan bahsetmek istiyoruz... Tutundum Gözlerine...

“Nefes alabildiğimiz her an

Mucizedir zaten

Dünya yıkılsa gam yemem

Gözlerine bakarken

Sen benim tek nefesimsin

Asla bitmeyen

Mucizeler dolusu bir kâinat barındırır

Gözlerimde SEN”

Mustafa Kaya’nın kaleminden Tutundum Gözlerine... Tüm kitapçılarda. @mustafakayatr903 #tutundumgözlerine

18 Ağustos 2020 Salı

Acılar Tarif Edilmez

“Acılar tarif edilmez ama

yazarın en güzel cümlesi,

en büyük acısıdır.” Doğuhan Şen’in kaleminden; kesit kesit öykülerden oluşan ve bir çırpıda okunup biten bir kitap. #AcılarTarifEdilmez


17 Ağustos 2020 Pazartesi

Cildime Neler Oluyor?

 Size güzel bir kitaptan bahsetmek istiyoruz. Cildime Neler Oluyor? Doç. Dr. Alev Eken’in bu kitabı hayatınıza, cildinize, yaşınıza, enerjinize iyi gelecek 📚

Bütünsel sağlığın cilde yansıması, güzelliğin içten dışa yönetimi, yenilebilir cilt bakımı, Güzellik Alfabesi" ve daha pek çok merak ettiğiniz sırları & soruları yanıtlamış... Okuyun, okutturun neden sivilcem, kaşıntım geçmiyor sorularınıza yanıt bulabilirsiniz. Takip edebilirsiniz .