30 Aralık 2020 Çarşamba

Yağmur Ağları

 


 “Sen! Büyük düşler kuran taşra çocuğu. Sen ki dönüp dolaşıp hakir gördüğün şu memleketin kucağına düşersin.

Yine de şefkatle karşılar seni. Kin bilmez, asırlık bir annedir o. Senin gibi ne cahil evlatlar geçmiş rahminden.

Bir tek büyük düşler kuran sen mi varsın sanıyorsun? Bir tek sen mi akıllısın? Bir tek sen mi hırslısın?

Büyük düşler kurarak izlediğimiz o büyük filmler; bir katil çiçeğin hoş kokularıdır adeta.

Büyülenmiş bir halde sürüklenen taşra sinekleri, büyük şehrin midesinde bulurlar kendilerini.

Ve o metropoller, ağızları sulanarak senin benim gibi yerel ruhları bekler…

Hayallerinden vazgeçmiş hâlde ergenlik odanda buluverirsin kendini.”

Yağmur Ağları, tiyatro oyuncusu Durul Can Yaman’ın kaleminden...


Süper Magazin Kahramanları


Süper Magazin Kahramanları

Süper Kahramanlar, Çizgi Film Karakterleri, Sinema Yıldızları, Masal Kahramanları… Covid-19 Koronavirüs Pandemisi Karantina halleri… Hepsi ve daha fazlası bu kitapta sizleri bekliyor…

SÜPER MAGAZİN KAHRAMANLARI

Onları hiç böyle görmediniz!

* “Kayıp Balık Nemo” sonunda bulundu. Kayıp Balık Nemo’nun Müge Anlı’nın programında ne işi var..!

* “Pamuk Prenses” ve şarkıcı “Hadise” düeti müzik piyasasını kasıp kavurdu..!

* “Superman” geçinebilmek için hava taksi olarak nerede işe başladı..?

* “Şirinbaba” evlilik programlarının vazgeçilmez yüzü olmayı nasıl başardı..?

* Susam Sokağı’nın “Edi ile Büdü”sü Hip-Hop Rap piyasasına bomba gibi giriş yaptı..!

KORONAVİRÜS PANDEMİ HALLERİ

* Şirinler köyünde korona virüs paniği. Şirinler köyü nasıl karantina altına alındı..!

* Yarasa Adam “Batman” Koronavirüs salgınından nasibini aldı..!

* Spiderman ve Deadpool Koronavirüs pandemi ortamında nasıl karşı karşıya geldiler..!

* Koronavirüs (Covid-19) laneti “Uyuyan Güzel”i nasıl etkiledi..!

* Koronavirüs karantinası tembel çizgi kedi “Garfield” için nasıl bulunmaz bir fırsata dönüştü..!

* “Cin Ali” ve fişleri Koronavirüs karantina uzaktan eğitim sürecine nasıl dahil oldu..!

Hepsi ve daha fazlası yılın mizah hikaye kitabında!


 

28 Aralık 2020 Pazartesi

Dokuz Sekizlik Hüzün

 Ferhat Fuzuli’nin son kitabı “Dokuz Sekizlik Hüzün” roman türünde bir eser. İzmir’de başlayıp İstanbul’a akan hikâyenin kahramanları hayatlarının kesiştiğini bilmeden, aşkı hüzün dolu bir kaderle yaşamakta… Yazar bizi dokuz sekizlik bir melodi ritminde iki ayrı hayat ile tanıştırırken insan ruhundaki çıkmaz sokaklar seriliyor önümüze… Kim bilir, belki de aşk dokuz sekizlik bir hüzündür…  #ferhatfuzuli #dokuzsekizlikhüzün #roman #yeniçıkankitaplar #izmir


Az Adamla Yakalandık

 “Birçoğumuz kabul edemesek de zamanla birilerinin hayatında acı vermeyen hatıralara dönüşüyoruz ve sonunda unutulup gidiyoruz. Ama ilk aşklar hariç. Size daha önce de söylemiştim, ilk aşklar unutulmaz, bunu en iyi ben bilirim. “

Turgay Keskin, Az Adamla Yakalandık’ta Demirtahta mahallesinde yaşayan Atakan’ın hayatla tanıştığı yılları, ilk dostluklarını, ilk kavgalarını ve ilk aşkını anlatıyor.

Çok da uzak olmadığımız o mahalle arasında yaşanan dostluklar, kavgalar, heyecanlar ve bitmek bilmeyen telaş Atakan büyürken ona ayna oluyor. 

Az Adamla Yakalandık, şairin de dediği gibi, gökyüzüne sığmayan, belki de bu yüzden hiç bitmeyen bir çocukluğun romanı. 


27 Aralık 2020 Pazar

İnsan ve Makine

 Yapay zeka, akıllı otomasyon ve robotik sistemler tarafından yönlendirilen geleceğimiz, makineler tarafından istila edilecek mi? Robotlar insanları kullanışsız hale getirecek mi?

 

İNSAN VE MAKİNE, makinelerle ortak bir şekilde nasıl çalışacağımızı araştırıyor. Kurumların, şirketlerin, bireylerin ve eğitimcilerin yeni teknolojilerle sorunsuz bir şekilde entegre olmak için nasıl gelişeceğini detaylandırıyor. Üzerinde durulan özel konularla bu kitap, geleceğe bir bakış sunuyor ve en iyi şirketlerin nasıl geliştiğini inceliyor. Tedarik zincirinde sorunlar ortaya çıkmadan önce çözen botlar ve öngörücü teknolojilerle entegre edilmiş proje yönetimi ekiplerine kadar yazarlar, otomasyon ve yapay zekanın benimsenmesi için güçlü bir manifesto sunuyorlar. Çok daha akıcı, becerilere dayalı bir ekonomide, hepimizin değerimizi ve beceri tabanımızı geleceğe kanıtlamamız gerekecek. Bu kitap, geride kalmaktan kaçınmak ve insan-makine ortaklığı ekosistemlerine özgü fırsatları ortaya çıkarmak için bir fikir sunuyor.


24 Aralık 2020 Perşembe

Düşüncesiz Düşünceler

 “Düştüm… Bir yerin, bir şeyin tam ortasına. Etrafımdaki kelimeler ya dans ediyor ya da savaşıyor birbirleriyle. Hecelenemeyecek kadar ayrılar, kelime olmaya yeltenmiyorlar, kaçıyorlar...”

Biraz felsefe, biraz psikoloji ve birazda edebiyat barındıran karma bir roman... Furkan Yıldırım’ın kaleminden...Şimdiden iyi okumalar dileriz...



22 Aralık 2020 Salı

Osmanlı İstanbul’unda Ramazan Kültürü ve Ramazan Sofraları

Bu kitap Osmanlı İstanbul’unda Ramazan hazırlıklarını, bu aya mahsus ibadetleri, gelenekleri, merasimleri, eğlenceleri ve bayram kutlamalarını ele alıyor.
Hem sarayda hem evlerin mutfaklarında pişen lezzetli yemeklerle muhteşem iftar sofraları bu kitabın sayfalarında yeniden kuruluyor.
Osmanlı İstanbul’unda Ramazanlara tanıklık edenlerin hatıralarını bir yol haritası olarak belirleyen yazara, bu uzun ve zevkli yolculukta seyyahların gezi notlarından arşiv kayıtlarına kadar pek çok kaynak eşlik ediyor.
İmparatorluk başkentine özgü “Ramazan medeniyeti”ne dair zevkli ve öğretici bir giriş...


19 Aralık 2020 Cumartesi

Yarımız Kurt Yarımız İnsan

 Edebiyat öğretmeni Kübra Ekri’nin kaleminden bir şiir kitabı...

Sevgiyi sözcüklerle ifade edebiliriz belki ama sevdiğin yanında olmadıktan sonra neye yarar? Varsın güzel sözcüklerimiz olmasın ama sevdiğiniz yanınızda olsun...

PAPATYAM

“Yine sensizim papatyam

 Öyle sessiz öyle mahzun 

Vedalaradır benim yasım 

Her şey sende kalsın 

Cennet kokuna dokunma 

O bana ait

Hücrelerimde bir tek o dolaşsın.”


18 Aralık 2020 Cuma

Adalya

 Antalya’nın İtalyan işgal yılları olan 1919 ‘ da Regina Elena  isimli kruvazör Antalya körfezine demirler, bu gemiden inen askerlerin bir kısmı İtalya krallığı vatandaşlarının hizmetinde olan hastane, okul ve konsolosluğun koruması için görevlendirilerek italyan işgali resmen başlar. İtalyan  konsolosluğu ailesini ve binasını korumakla görevlendirilen askerlerden Napoli’li  er Peppi  ve konsolosun büyük kızı Tullia arasında büyük bir aşk başlar. Tullia’nın , katibi Paolo ile evlenmesini isteyen Konsolos Ferrante kesinlikle bu ilişkiye onay vermeyecektir. Ölümü dahi göze alan aşıklar kavuşabilecekler mi yoksa unutulcaklarmıydı ? Türklerin Gazi Mustafa Kemal önderliğinde başlattığı kurtuluş mücadelesi adım adım zafere ulaşmakta iken İtalya ani bir karar ile 2 yıl süren işgali sona erdirir. Regina Elena anavatanına listede olan 3 yolcusu eksik olarak dönecektir.


 Yıllar sonra ortaya çıkan bir ihbar mektubu nedeni ile bu aşkın şahitlerinden 90’lı yaşlarda ki Adalya’nın bir cinayet ile bağlantısı olduğu düşünülür. Türk makamlarının özel  daveti ile soruşturmaya dahil edilen İtalyan Savcı Karagulagi hala hayatta olan ve Antalya Kaleiçi’nde ömrünün son demlerini geçirmekte olan Adalya’yı bulur . Anlaşılmaz bir ihtiras ile günlerce Adalya’yı ikna etmeye çalışan Karagulagi  sorgulamanın karanlıkta kalan yanlarını öğrenmek için Adalya’nın işbirliğine gereksinimi vardır. Çünkü Adalya o dönemde olayların birebir içinde olan ve yıllar sonra ortaya çıkan o ihbar mektubunda ki el yazısının sahibidir. Kaleiçi’nin sevilen , sayılan hayırsever yaşlısı Adalya ya savcı ile işbirliği yapacaktır yada henüz kesinleşmemiş bir cinayetten sorumlu tutulacaktır.

Adalya... Göksel Kaynak’ın kaleminden...


16 Aralık 2020 Çarşamba

BUĞUZ

Türkçe öğretmeni Uğur Güçlü'nün sürükleyici romanı BUĞUZ...İzmir'de işlenen bir cinayet ve olayı çözmekte kararlı bir polis... Öldürüldükten sonra gözleri oyulan cesedin sırrı ne? Kendinizi İzmir'in sokaklarında katil avında hissedeceksiniz...


11 Aralık 2020 Cuma

Yıldızların Katiline Hüküm Verilince


Bu kitap, eski öğretilere amade bir âşığın deyişlerinden oluşmaktadır. Şaşılacak bir nitelik kazandıran rüyanın ardından şair olmuş; gerçekle hayali sıratvâri ayıran, kelimelerin kudretine boyun eğen ve eski öğretilere göre bir pirin eşiğinde ilim için ya da hak ve adalet arayışında can vermek için veyahut bir güzeli bulma umuduyla diyar diyar gezmek için sunulan bâdenin kahrına ne bir pir bularak, ne bir yiğitlik göstererek, ne de rüyasındaki güzele kavuşarak rüyasını gerçeğe erdirememiş bir şairin şiirleridir. Lütfen, dikkatli okuyunuz! Düşünmenize neden olabilir, size sorgulatabilir, mazinin rüzgârını ensenizde hissettirirken aşka inanmanıza ve ‘hangi aşk?' diye sormanıza neden olabilir… Kim, karşıdan kendine bakar ki, sorgulamadan inanmak, düşünmeden, hissetmeden yaşamak varken…

Kelimeler, bilinci meydana getiren temel yapıtaşlarıysa Dünya'nın doğusuna özgü bâdeli şairlik, ortak bir bilinci yansıtan ustalardır. Dünyanın bu tarafının ortak şuuru ise parçalanmış, biçare ilan edilmiş, ezilmiş, katledilmiştir. Şair de şiirlerinde hem lirik aşklardaki zaman çıkmazından hem de bu parçalanmışlıktan söz etmiştir.

“Yorgun bir kelimenin külfeti, yetim bir turnanın göçüne eşdeğerdir...”

@ervdt_usirmez

7 Aralık 2020 Pazartesi

Yılanlı Hamam

 Sımsıcak bir mahalle ortamı, şimdilerde pek rastalayamadığımız dostluklar ve de bir günde bitirmelik su gibi akıcı kitap arayanlara duyurulur. Sevgili @sukranbinark öğretmenimizin  #yılanlıhamam adlı kitabı tam size göre...

Kitap beni bu diyarlardan aldı kitabın içine hapsetti sanki. O kadar güzel bir dil ve üslupla yazılmış ki ne ara başladım ne ara bitti anlamadım diyebilirim. Keşke bitmeseydi dediğim de olmadı değil. Çünkü elinizden bırakasınız gelmiyor. 

Olay örgüsü o kadar güzel ve pürüzsüz bir şekilde anlatılmıştı ki hepinizin kendinden, çocukluğundan, mahallesinden bir şeyler bulacağına eminim. Ben her sayfasında "Aaa biz de çocukken" ile başlayan cümleler kurdum zira kendimizi bularak okuduğumuz kitaplara şu zor günlerde çok ihtiyacımız var 🥰 O yüzden bunu başarabilen ve de bize bunu muhteşem şekilde kalıcı hale getiren yazarlarımız var olsunlar...

Kitabın içeriğinden kısaca söz etmek istiyorum size. Ertan isimli hayta bir çocuğun mahalle maceralarıyla başlayan kitabımız mahalledeki eski bir hamamda deli diye niteledikleri Arif Bey’in ve onun yaşlı cadıya benzettikleri annesinin olaylara dahil olmasıyla ilerliyor. Çocukların Arif Bey’den öğreneceği çok şey var. Eeee tabi bizim de sevgili dostlar.

Kitapta beni en çok etkileyen yerlerden birkaçını buraya bırakıyorum ki eserle aranıza köprü kursun 🍀


"Binalar, dokunursan nefes alır. Yalnızlık onları öldürür."

“Önemsiz olan ne ki! Hem, insan önemsiz olan şeyi niye saklar!"

“Günlük tutmak güzel bir şeydir. İçini dökersin, hatırlamak istediklerini, söyleyemediklerini yazarsın. Rahatlarsın. Kızı erkeği olmaz günlüğün."

“Eşyanın da bir ruhu vardır çocuklar, onları hor kullanmamak, değer vermek lazım"

"Dost edinecek, kimseyi üşütmeyecek kadar sıcaklık; karanlığı ardında bırakacak kadar aydınlık. Her şey ölçüsünde."


6 Aralık 2020 Pazar

Nil’in Doğusu

 Tasarımlarını satacağı internet sitesini tamamlamak için dişini tırnağına takan Nil’in tek eksiği iyi bir fotoğrafçı bulmaktı. Genç kadının hayatı hiç olmadığı kadar yolundaydı sonunda. Ailesi, arkadaşları ve gözlerinin içine aşkla bakan Utku…

Oysa bir yılbaşı günü her şey değişecekti!

Uzun boyu ve yüzündeki yaramaz bir oğlan çocuğu gülüşüyle ortaya çıkan ünlü fotoğrafçı Doğu Kaman, “Fotoğrafları ben çekerim…” dediğinde Nil genç adamı ciddiye almamıştı. Üstelik tasarımların modelliğini de Nil’in yapmasını istiyordu adam!

Günler sonra karların üzerinde soğuktan kızarmış çilli yüzü ve rüzgârda savrulan alev rengi saçlarıyla objektife bakarken Nil hâlâ nasıl olup da bu noktaya geldiğini anlayamıyordu.

 

Karlı bir yılbaşı günü başlayıp bir sonrakine uzanan bu sevimli aşk hikâyesi içinizi ısıtıp, yüzünüze mutlu bir gülümseme yerleştirecek…

 Nil’in Doğusu  www.selinnisan.com


5 Aralık 2020 Cumartesi

50 Bilim İnsanıyla Bilimin Kısa Tarihi

 “Eğer daha uzağı görebiliyorsam bu, benden önceki devlerin omuzlarında durduğum içindir.”

Isaac Newton

Bu kitapta astronomiden fiziğe, kimyadan mikrobiyolojiye, iki bin yılı aşan bilim tarihimzdeki elli bilimsel araştırmanın her biri en dikkat çekici yanlarıyla açıklanıyor.

Öncülerden en çağdaş bilim insanlarına kadar, dünyanın en büyük dahilerinin başarılarını okumaya hazır mısınız? Einstein, Curie ve Hawking yeniden yaşam buluyor.


2 Aralık 2020 Çarşamba

Dağın Ardında

 Mesut’un Mektubundan...  

Bir roman karakteri olaydım keşke! Roman karakterleri uydurma, yazarlar yalancıdır. Keşke, yalancı bir yazarın kaleminde uyduruk bir karakter olaydım. Yazık ki değil. Gerçek bir hikâyenin içinden, gerçeğin göbeğinden yazıyorum sana... 

......... Bugün yarın bir öğretmen atayacaklar buraya. Uğraş dur şimdi! Sudan çıkmış balık gibi olur yeni gelenler, çömezler. 

......... Küçücük bir kız... Gözler okyanus... Yüzünde bir sevinç, bıcır bıcır konuştu durdu. Şu küçücük bedene, o kıyısı olmayan okyanus gözler nasıl sığmış? 

 

Neşe’nin Güncesinden... 

Etekleri uçurum olan dağların kenarındaki yılankavi yollardan geçti otobüs... Hava değişti, koku değişti, toprağın rengi, konuşulan dil, radyoda çalan müzik, kulağımdaki melodi, hayalimdeki şehir değişti. Bir günden fazla sürdü yolculuğum.  

 

Dağın Ardında, bir dağ köyünün küçük ilkokulunda görev yapan iki sınıf öğretmeninin gizemli hikayesi... Mesut’un Mektupları ve Neşe’nin Güncesiyle ilerleyen müthiş bir kurgu ve tahmin edilmesi neredeyse imkansız bir son... 

Dağın Ardında/ Esma Erdemgil /Tüm online kitap satış sitelerinde.

 


28 Kasım 2020 Cumartesi

Yanlış Bilinen 150 Şey


 İnsanlar 5 duyuya sahiptirler YANLIŞ!

Molière sahnede ölmüştür YİNE YANLIŞ

Kleopatra Mısırlı bir kraliçedir HER DAİM YANLIŞ

Aşılanmış fikirlere, önyargılara, söylentilere ve bize hayatı zorlaştıran diğer efsanelere son vermek için Louis-Guillaume Kan-Lacas büyüklere olduğu kadar küçüklere de hitap ediyor. Dünün ve bugünün bilgilerini yeniden oluşturmak maksadıyla bütün konuları gözden geçiriyor. 

Yazar, bilinmesi gerekenler üzerine, söylenti ağının en büyük başarılarından bazılarını mizah ve sadelikle yeniden ele alıyor, genel kültürünüzü geliştirirken emin olduğunuz bilgileri sarsıyor.

27 Kasım 2020 Cuma

Martin Eden

 HATİCE YATKIN YETİŞEN / MARTIN EDEN


Martin Eden,
 işçi sınıfından, sıradan görünen bir adamdır. Sıradanlığını aştıran ilk şey, kendini yetiştirip, kitap okuması, (çevresinde bu tür insanlar yok) ikincisi ise âşık olmasıdır. Burjuva kesiminden Ruth ile tanışması, önünde büyük ufuklar açılmasını ve aşk için neler yapabileceğini fark etmesini sağlar. Artık bir amacı vardır. Büyük bir yazar olacak, başarısıyla sevdiği kadına ve çevresine kendisini kanıtlayacaktır. Bu uğurda çalışmaya, hayatını buna göre dizayn etmeye başlar. Çok az uyuyor, uyanık olduğu tüm zamanını yazarak ve yazdıklarını dergilere göndererek geçiriyordur. Başarmak için ne mümkünse yapar. Ona inanan tek kişi ise, yine kendisidir. Çevresindeki insanlar tarafından aylaklıkla ve boş işlerle uğraşmakla suçlanır, yine de kararından dönmez. Bu uğurda her şeyini harcamışken, gerçekten başarabilecek midir?

Bu kitabın Jack London'ın bir nevi otobiyografik romanı olduğunu bildiğimden süzgeçten geçirerek okudum. Yazar, tıpkı Martin Eden gibi her işte çalışmış ve yazmaya karar verip bu uğurda ne mümkünse yapmış birisi. 

Yıllar önce London'ın, "Vahşetin Çağrısı," kitabını okumuş ve çok etkilenmiştim. Kitapta, yazarın altın arayıcılığı yaptığı zamanlardan izler vardı. Bu da şunu gösteriyor ki yazarlar, ne kadar farklı hayatları görür, ya da yaşarsa bir o kadar başarılı oluyorlar.

Bu kitap adeta, elden düşürülmeyecek bir kişisel gelişim kitabı. London, bir insanın herhangi bir alanda başarılı olması için ne yapması gerektiğini ve yöntemlerini adeta listelemiş. Böyle bir adanmışlık ne duyulmuş ne de görülmüştür.

 

*"Ben hasta bir adamım-yok, bedenim değil, ruhum, beynim hasta. Tüm değerlerimi yitirdim."

*"Beni şaşırtan insanların beni şimdi istemeleri, beni ben olduğum için istemediklerine şüphe yok."

*Henley'in dizelerini hatırladı: "Bana kalırsa hayat, bir gaf ve utançtır."

*"Aşk, yayımlanmış kitaplar ve şöhretten beslenecek kadar berbat bir şey mi?"

*"Beni, hayatın bütün değerlerinin gerçek dışı, sahte ve bayağıolduğu güvercin yuvası kadar bir yaşamın içine sıkıştıracaktın."

*"Yaşamdan hiç korkmadım ama yaşama doyup yaşamaktan bıkacağımı hiç düşünmemiştim."

*Brissenden: "... Seni kitaplar okumuş başka adamlarla tanıştıracağım."

Martin: "... Böyle adamlarla tanışmak hayatı daha bir yaşanılır kılıyor."

Futbolun Mantıkla Yüzleşmesi



“Futbolun Mantıkla Yüzleşmesi” isimli kitabımızda; futbolu daha izlenebilir, daha keyifli, daha heyecanlı bir hale getirmek ve futbol kurallarını daha mantıklı bir düzleme oturtmak adına bazı öneriler kaleme alınmıştır. Bu önerilerden hiçbiri gelişigüzel bir şekilde kaleme alınmamıştır. Önerilerin hepsi etraflıca düşünülmüş, araştırılmış ve mantık süzgecinden geçirilmiştir. Bu önerilerden bazılarının konu başlıkları şunlardır:

- Futbolun 11’e 11 Saplantısı

- Puanlama Sistemi

- Golün Sayısal Değeri

- Ceza Sahasının Şekli

- Oyuncusu Kırmızı Kart Gören Takımı Eksik Bırakmak

- Oyundan Çıkan Bir Oyuncunun Tekrar Oyuna Girememesi

- “VAR”ı Islah Etmek

Ancak şu da var ki fikirlerin ya da buluşların en güzel halleri, onları ilk kez ortaya çıkaranlara ait olmazlar. Fikirler ve buluşlar, zamanla ve başka insanların sağladığı katkılarla mütemadiyen gelişirler. Nihayetinde en güzel uçağı Wright kardeşler yapmadı ya da en güzel telefonu Graham Bell üretmedi. Onlar sadece bu fikirleri ilk kez ortaya koyan kişiler oldular ve bu fikirlere ait ilk prototipleri yaptılar. Sonrasındaysa bu fikirlerle alakadar olan diğer insanlar bu fikirleri alıp daha ilerilere taşıdılar ve daha güzel ürünler ürettiler. Keza biz, bu kitaptaki görüş ve önerilerin futbolseverlerin katkılarıyla çok daha iyi bir hale geleceğini ve bu sayede de futbolu, ileride yaşanması muhtemel olan, bir krizden kurtaracağını düşünüyoruz.

Özetleyecek olursak: Biz; futbolun ciddi bir değişime ihtiyaç duyduğunu, eğer üzerinde titizlikle çalışılırsa bu değişimin başarılı bir şekilde gerçekleştirilebileceğini ve futbolseverlerin bunu hak ettiğini düşünüyoruz.


 

Dino Zor

 Dino-zor 

Neşe Kınalı tarafından yazılan ve Gözde Eyce’nin resimlediği zorluklar ve zorlukları çıkaranlarla ilgili… 

Masal ve Seramik Evi Yayınları’ndan çıkan kitabın editörü ise Edibe Koç… 

Dino günlük yaşamına devam etmeye çalışan birisidir. 

Yaşamın çatışmaları arasında gidip-gelirken en çok zorlandığı şey ise toplumun ona olan baskısıyla ve önyargılarıyla mücadele etmektir. 

Dino, zorlansa da ona her zaman ve her mekanda söylenen “Dino zor” yargısıyla baş etmeye çabalar ve başarır da. 

Küçüklüğümüzde yapamayacağımızı, gücümüzün yetmeyeceğini öğreniyoruz ailemizden, komşularımızdan ve arkadaşlarımızdan. 

Neşe Kınalı birlikte yaşadığımız toplumun bu özelliğini ince görmüş diyebilirim. 

Dino-zor adlı kitapta yetişkinlerin bir şekilde çocukların özgüven, başarma ve yapabilme duygularını nasıl olumsuz etkilediğini göreceksiniz. 

Sonrasında hem çocukluğunuzun yetişkinlerini hem de kendi yetişkinlik davranışlarınızı fark edip kendinizle ilgili bir sorgulama sürecine gireceksiniz. Kim bilir bu sorgulama süreci birçok çocuğa daha farklı yaklaşmanıza neden olabilir. 

Keyifli okumalar… 

Murat Moroğlu


21 Kasım 2020 Cumartesi

Gavan

 Ayrılığın ne kadar zor olduğunu o zaman anlamıştım. Buraları ne kadar çok sevdiğimin farkına o zaman varmıştım. Zaten insanoğlu elinde olan şeyin kıymetini onu kaybetmeden anlayamazdı. Bir şeye sahipken, onun verdiği sarhoşluk anca onu kaybedince geçerdi. O sarhoşluk geçtiğinde mutluluk ve huzur, yerini pişmanlık ve çoğu zamanla gururla bastırılan özleme bırakırdı. Bu durumdaki insanların düştüğü yalnızlık çukurunda ki en iyi arkadaşı yine kendisi olur fakat bu arkadaşın içinde yaşadığı süre kendi ömründen eksilecekti.  Sürekli yaşanmışlıkları hatırlatıp onları kaybetmiş olmanın büyüttüğü güvensizlik duygusu insanın en güzel duygularını köreltip onların katili olacaktı. Bu duyguları bir daha yaşayabilirdi ama hiçbirini olduğu gibi değil, yarım yamalak bir şekilde yaşayacaktı. Yeni yaşanmışlıklarla o duyguları hissederken, aynı anda aynı duygudaki geçmiş yaşantılar onu rahat bırakmayacaktı.

Velhasılkelam, kötü anılar kendini unutturup bir ömür boyu karşımıza çıkacak.

Bir çobanın başından geçen olayları konu alan Gavan mekan olarak Van-Erciş’te geçiyor. İngilizce Öğretmeni Hakan Çelebi doğunun kültürünü, klişelerini, günlük yaşamını ve batıl inançlarını bu kitapta yansıtmaya çalışmış... Gavan kitapyurdu.com ‘da


20 Kasım 2020 Cuma

İkna Etmek İçin Yazmak

 İkna Etmek İçin Yazmak, neredeyse herkesi hemen hemen her konuda ikna etmek için yazılmış eğitici rehberler ve tavsiyelerle doludur. Bu kitap; yazarlara, öğrencilere, eğitimcilere ve hatta iş başvurusunda bulunanlara ikna edici şekilde yazmanın en önemli inceliklerine dair kılavuzluk ediyor.

Okuyucularla bütünleşmenin en temel prensiplerini ortaya döken “İkna Etmek İçin Yazmak”  en bilindik anekdotlar ile en pratik ve en uygulanabilir tavsiyeleri bir araya getiriyor. Bunu yaparken de günümüz 21. yüzyıl dijital medya kalabalığı ve gürültüsünün üzerine çıkarak etkileyici şekilde iletişim kurma sanatını oldukça anlaşılır bir dille aktarıyor.


Hayalet Avı

Seni kendime benzetiyorum. Dimdik ayakta durmaya çalışsan da biliyorum ki benim gibi yorgunsun. Kolay değil, asırların ağırlaşmış şahitliği var üstünde, belki kitaplara bile konu olmayan. Ama değişmeyen tek şey güzelliğin. Ne çok âşığın, ne çok peşinde koşanın oldu. Sense kimseye yüz vermeyen çekici ve ulaşılamayan kadın rolünü oynamayı hiç bırakmadın. Ama bak işte gün geldi, senin de kalbini biri fethetti...”

Sorulardan çok cevapların bilinmezi doğurduğu, çözdükçe düğümlenen, açmaya çalıştıkça birbirine geçen; haklıyla haksızın, suçluysa suçsuzun, güçlüyle güçsüzün iç içe geçtiği Hayalet Avı’nda yazar İrem Reisoğlu Beyhan tüm olasılıkları yalın ve akıcı bir dille aktarırken düğümün en zor kısmını okurlara bırakıyor: Gerçeği.

 Sonuna kadar merak ve heyecanla okuyacağınız bu hikâyede gerçeği bulmaya çalışırken yolunuzu kaybederseniz hatırlayın: Gerçeği bulmak istiyorsanız her şeyden şüphe duymalısınız...


19 Kasım 2020 Perşembe

Aralık Ayının Kitabı

Aralık ayının kitabı...

Kitap Okuyan Çocuk Yetiştirmek

İnstagram Analiz tarihi: 30 Aralık 2020

Saat: 21.00


16 Kasım 2020 Pazartesi

Kozadan Kelebeğe

 Herkesin hayatında inişli ya da çıkışlı birçok olaydan sonra elde edilen bir başarı vardır. 

Başarıya ulaşanlar geçmişte yaşadıklarını çoğu kez hatırlamaktan kaçınırlar. Ama bu kitapta başarıya ulaştığı hâlde geçmişiyle bağlarını koparamayan, kendiyle barışık birinin hikâyesi var.


Öyle birisi ki sizlere hem kahkaha attırıyor hem hüzünlendiriyor. Yazar, pambuk prensese gözyaşlarını silmesini tembih ederken, size de aynısını fısıldıyor. Kozadan Kelebeğe satırlarında 80’ler mağduru Sabuha’nın sobalı, sıcak ve mutlu evine bir yolculuğa çıkacak ve en sonunda onunla birlikte valizinizi hazırlayacaksınız. Onun adı Sabuha, umudun gücünü onunla birlikte keşfedeceksiniz!

13 Kasım 2020 Cuma

Kitap Okuyan Çocuk Yetiştirmek

 Bir çocuğa okumayı nasıl sevdirirsiniz?  Bu kitabı okuduktan sonra kitap okumayı sevdirmek sizin için çok kolay olacak. Bazı çocuklar kitap okumayı sevmez, bazısıysa kitabı elinden bırakmaz. Her ne olursa olsun çoğu aile çocuğunaa kita sevgisi aşılamak için yapabilecekleri şeyleri merak eder. Çocuğunuz kitap okuyorsa işler sizin için biraz kolay olabilir. Kitap okumaya isteksiz bir çocuğa ilham verecek bir kitap bulmaksa sandığınızdan zor değil. Megan Daley sorularınıza yanıt bulacağınız  ödüllü kitabı “Kitap Okuyan Çocuk Yetiştirmek" ile karşınızda. Kitap aşığı çocuk yetiştirmek isteyen aileler ve eğitimciler, bu kitap tam size göre.  #yarındansonra #orendakitap #okuma #kitap


10 Kasım 2020 Salı

Ateş Kuşu Altın Anahtar

 Kuşların kraliçesi İridis’in kaplan kralın oğlu Terra’yla ilişkisinin ortaya çıkmasıyla, hem Aves Terris hem de TigrisTerris krallıkları karışıyor. Kızının kaplanlara esir düştüğünü öğrenen Kral Fortis yönetimi devralıyor ve geçmişten gelen hesaplaşmalar gün yüzüne çıkıyor. Ateş Kuşu Altın Anahtar’da tansiyon hiç düşmüyor. 

Ateş Kuşu Serisi’nin ilk kitabı olan Altın Anahtar, fantastik kurgu seven okurların keyifle okuyacakları, okurken başka bir dünyaya gidip geri gelmek istemeyecekleri bir roman. 

Ateş Kuşu Altın Anahtar… Elif Nur Yıldırım’ın kaleminden… Tüm seçkin kitapçılarda!


9 Kasım 2020 Pazartesi

Ağlamayan Çocuk

 Bilim kurgu sevenlere, dram, psikolojik, sosyolojik, felsefi kitap okumayı sevenlere, macera ve aksiyon sevenlere bu hikâyede her şeyi bulacaksınız. Bu hikâye sizin hikâyeniz değil çağımızın çok ötesinde doğaüstü güçlere sahip olan Mikail’in hikâyesi. Mikail’in yeteneklerini gördükçe ve hayatı, insanları çözümleyişini ve de gelecekle ilgili öngörülerini okudukça şaşıracaksınız.


Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor Musun

 Size Nilüfer öğretmenimizin kitabından bahsetmek istiyoruz. 

Küçük bir sahil kasabasındaki belediye başkanlığı seçimini kazanan Rosa büyük bir değişim başlatır. İlk işi bir festival düzenlemek olur. Başkanın seçilmesiyle kasabada işler bir anda karışmaya başlar. Bir yandan kostümlü festivalde yaşananlar, diğer yandan başkanı gönderme girişimleri bir dünya metaforuna dönüşür.

Erkek egemen dünyada, bastırılmış kadınlar ‘‘hayır’’ demeye başladığında hangi sorunların düzeltilebileceğini hayal etmelisiniz. ‘‘Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun’’ bu ciddi meseleyi anlatmak için çok etkili bir yöntem kullanıyor: Kara mizah. Hemen her sayfasında gülümserken kendinizi sorgulayacaksınız.

#SenBenimKimOlduğumuBiliyormusun 


Doğmadan Ölenler

 Doğmadan Ölenler; bir solukta okunup bitirilecek mükemmel bir kitap. Baştan sona heyecan hiç hız kesmeden ilerliyor. Çok sade ve yalın bir anlatımının yanı sıra insanı derin düşünceye daldıracak cümleler gözden kaçmıyor. (“Hatıralar da ölür. Öldürmediğin her şey seni öldürür.” “Bazen ölümün kolaylığı ile yaşamın zorluğu arasında bir tercih yapmak zorunda kalır insan. Bu vaziyette zoru seçmek, ne büyük ahmaklıktır.”)

Olay örgüsüne bakıldığında ilk başta sanki bir kan davası hikâyesi okuyacak gibi düşünüyoruz ama hiç öyle değil. Her şey kitabın ikinci kahramanı Halil’in bir gece yolculuğunda dinlenmek için mola verdiği, bir yol kenarında başlar. Duyduğu tuhaf seslerin ne olduğunu anlamak için arabasından inen Halil; kaza yapmış bir araba ve içinde sıkışmış yardım isteyen üç kişiyi bulur. Hiç tanımadığı bu insanlara önce yardım için cankurtaran ve jandarmayı arama ister fakat daha sonra bir şok geçirir... Aynı gece ise Halil’in yolu kitabın ana kahramanı olan Seher ile kesişir. Seher’in hayatı ise başlı başına bir trajedi. Oldukça güçlü, güzel ve varlıklı olan bu kadın, bazı sorunlarında dolayı çocuk sahibi olamaması onu akla hayale gelmez yollara başvurmaya iter.

Bu yollardan birisi ise kitabın bir diğer kahramanı Meral’in karnındaki çocuğa kendince mantıklı ama herkesin karşı çıktığı bir sebeple el koymaya kalkması. Durumun böyle olması büyük bir savaşı başlatır. Çünkü Meral sıradan biri değildir. İki güçlü kadın arasında başlayan savaşta kimse kazanamaz. Yazarın “Yeşeren çiçeği sulayan, o çiçeği elde etmek isteyenler ile o çiçeği vermek istemeyenlerin kan ve gözyaşından başka bir şey değildi.” deyişiyle bu savaşın acımasızlığı anlatılmış. Müthiş gerilimli olay örgüsüyle okuyucuyu adeta içine çekiyor bu kitap. 

Doğmadan Ölenler... Halit Yazıcı’nın kaleminden... Tüm kitapçılarda...


7 Kasım 2020 Cumartesi

Başka Alemin Dilencisi

 Delik ayakkabısı ile koşuyordu köşesine. İki büyük çöp kutusunun arasına çömelmiş, elleri ile başını iki yandan sarmalamış, tekrar ediyordu durmadan: “Nedir bu sır! Nedir, nedir, nedir…” diyerek uyuşuyordu ayakları. Tırnaklarının içindeki siyahlık da şahitti bu yalvarışına. Kalabalık yoktu dışarıda. Soğuk bir hava, ardından, çözemediği mesajın acısı olan titremeler… Üşümek güzeldi belki de. Üşümekten daha ağırı, delik ayakkabısından izin almadan girecekti içeri. Midesi bomboş, dudakları kupkuru, ceketi yamalarla arkadaş bu adamın istediği, sadece anlamaktı bu mesajı: Neden gökyüzü her akşam bağıra bağıra kararıyor?

Başka Alemin Dilencisi... Tamu Karaağaç’ın kaleminden... Tüm kitapçılarda!


6 Kasım 2020 Cuma

Efsane Futbol Takımı

 Eğitimci-Yazar Fatih TUNCAY’ın yeni kitabı

 “EFSANE FUTBOL TAKIMI” 
Bilgi Yayınevinden çıktı.
.........................................
Burası “Efsane Futbol Okulu.”
Dünyanın dört bir yanından gelen yetenekli çocuklar, bu okulda buluşuyor: Messi, Ronaldo, Neymar, Virgil Van Dijk, Cengiz, Kevin De Bruyne, Eden Hazard, Agüero, Neuer ve daha nicesi...
Sen de bu okula katılmaya hazır mısın?
...........................................

Bu romanı okumak için futbolu sevmenize de gerek yok. Hangi yaşta olursanız olun sizi konusu, içtenliği ve kurgusuyla büyüleyecek...

“Futbol, kuralları ve taktikleriyle hayatın bir yansımasıdır” 
Fatih Tuncay