7 Kasım 2020 Cumartesi

Başka Alemin Dilencisi

 Delik ayakkabısı ile koşuyordu köşesine. İki büyük çöp kutusunun arasına çömelmiş, elleri ile başını iki yandan sarmalamış, tekrar ediyordu durmadan: “Nedir bu sır! Nedir, nedir, nedir…” diyerek uyuşuyordu ayakları. Tırnaklarının içindeki siyahlık da şahitti bu yalvarışına. Kalabalık yoktu dışarıda. Soğuk bir hava, ardından, çözemediği mesajın acısı olan titremeler… Üşümek güzeldi belki de. Üşümekten daha ağırı, delik ayakkabısından izin almadan girecekti içeri. Midesi bomboş, dudakları kupkuru, ceketi yamalarla arkadaş bu adamın istediği, sadece anlamaktı bu mesajı: Neden gökyüzü her akşam bağıra bağıra kararıyor?

Başka Alemin Dilencisi... Tamu Karaağaç’ın kaleminden... Tüm kitapçılarda!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder