Farkındayım Çocuk

Her çocuğun eşsiz ve özel olduğunu defalarca duymuşsunuzdur. Peki, ebeveyn olarak bunu çocuğunuzla ilişkinize nasıl yansıtacaksınız? Yaşam telaşesi içinde çeşitli sorunlarla karşılaşırken onun farklılıklarını keşfetmek ve buna uygun davranmak mümkün müdür? Ne yapmak, nasıl davranmak gerekir? 

Öznur Abatay Ogur  her ebeveynin öncelikle aile ve çocuğa dair farkındalık sahibi olması gerektiğini vurguluyor. Anne olarak yaşadıkları ile geniş teorik birikimini harmanlayarak anne, babalara çocuklarıyla nasıl farkındalıklı bir ilişki kurmalarının yollarını yaşanmış örnekler üstünden gösteriyor. 

Tam bir başucu kitabı niteliğindeki “Farkındayım Çocuk “u okumanızı tavsiye ederiz.

Hayatın Arzusu

Eğitimci- yazar Arzu Yılmaz’ın kaleminden sürükleyici bir kitap... Hayatın Arzusu...

“başkasına yaşattığın hayat kadar değil, kendi hayatını yaşadığın kadar mutlu olursun,

kimse sana hikayen nedir diye sormaz, sen onlara yaşadığın hayatla nasıl bir hikayede olduğunu gösterirsin,

hayalini de hayatını da küçük görenleri yaşantından silip at,

öyle bir aşık ol ki, aşka inanmayanların kalbini utandır,

hayatta keşfettiğin her şey, kalbinden geçenler olsun,

duygularınla savaşırken seni daha çok hançerleyenlere sende acıma onları duygularıyla öldür,

hep bir adım daha at yerinde sayma çünkü ileriye baktığın zaman hayattan daha çok zevk alırsın,

kimsenin hayatına ışık tutmasını bekleme sen hayatının ışığı ol.”  #kitap #kitapönerisi 

Ya Değişirsin Ya Değiştirirsin

O zaman kitapların değeri yeterince kavranabilir miydi? Çocuklar ve yetişkinler x video üreticisi kadar x kitabı da tanırlar mıydı? Kendilerini “ilham kaynağı” olarak nitelendiren kişiler okudukları ve paylaştıkları kitaplarla da ilham verirler miydi? Toplumdaki tüm bireylerin, ekrana bakma süreleri kadar kitap okuma süreleri de olur muydu? Her şeyi merak eden, sorgulayan, araştıran bireyler olurlar mıydı? Geleceği bilmenin geçmişi bilmekten geçtiğini fark ederler miydi? Ne denli güçlü ve önemli bir millet olduğumuzu, tüm dünyanın hayran olduğu bir liderin bizzat Atamız olduğunu bilerek ve anlayarak davranırlar mıydı? Yoksa batı hayranlığına mı katkı sağlarlardı? Tarihlerine, kültürlerine, dillerine sahip çıkarlar mıydı? Yoksa içine doğdukları popüler kültürü, modernliğin olağan gerekliliği olarak görmeye devam mı ederlerdi? Kendilerine, elbiselerine, evlerine, arabalarına baktıkları gibi doğaya da tertemiz bakarlar mıydı? Kendi canlarını korudukları gibi, hayvanları da korurlar mıydı? Kendilerini düşündükleri gibi toplumu da düşünürler miydi? Gerçekten hep daha da fazla okurlar mıydı? Okullarda sadece Türkçe derslerinde değil, ayrı bir ders olarak bolca kitap okuma ve değerlendirme saati olur muydu? Sahi insan eleştirmek yerine kitaplar eleştirilebilir miydi? Kıyafetlerle, markalarla caka satıldığı kadar kitaplarla da hava atılır mıydı? Yeni çıkan x telefonu için girilen kuyruklara yeni çıkan x kitabı için de girilebilir miydi? Yeni çıkan telefonu henüz almadığına şaşırmak yerine önemli bir kitabı okumamış olmasına hayret edilir miydi? Sahi bütün bunların bir dengesi olabilir miydi?

Seçil öğretmenimizin kaleminden bir çırpıda okuyacağınız kişisel gelişim kitabı... İçerisinde bilim kurgu havası da barındırıyor. Yazar, kitaptan elde edeceği tüm gelirleri hayvan dostlarımız için HAYKOD’a bağışlayacağını açıklamıştır. 👏

Sonbahar Kadınları

Farklı yaşamlardan gelip bir yerde yolları kesişmiş, farklı hayatlar seçseler de birbirlerinden hiç kopmamış iki arkadaşın hikâyesi Sonbahar Kadınları... İnsanı düşündüren, etkileyen, derinden sarsan bir hikâye... Serap Gökçebay’ın bir çırpıda okuyabileceğiniz, insanın yüreğinden yapraklar döken bu güzel kitabını çok beğendik...  📚 🍂