DİLENCİ
İnsan hayatı boyunca zaman içerisinde bazı dönüm noktalarından geçer. Mesela doğar, ismi duyulur; evlenir, ismi duyulur; ölür, ismi duyulur. Bunlarla beraber başlarından geçen bazı iyi ya da kötü hadiseler ise insanın yaşam içerisindeki gidişatını değiştirir. Kader diyerek bildiğimiz ve inanıp itikat ettiğimiz durumdur. İşte o başımızdan geçenler belleğimizde derin izler bırakır. Bu izler, özellikle sonucu kötü biten hadiselerin derin yarasını taşımamıza neden olur.
Gülce, üstünden yıllar geçse de amcasının ölümünü bir türlü unutamadı. O olay, hayatının en büyük dönüm noktası olmuştu. Hayatı boyunca, hep amcasının ölümüne sebep olduğunu; onun yüzünden şimdi yanlarında olmadığını düşünüp durdu. Amcası, o elim kazadan önce çarptıkları dilenciye şapkasını verseydi, başından yaralanarak ölür müydü? Ya da önceki akşam Gülce amcasına onlarda kalmak istediğini söylememiş olsa, amcası o yola hiç girmese yine de girer miydi toprağa? Bilmiyordu Gülce... Tek bildiği, inandığı amcasının ölümünden sorumlu olduğuydu.
Dilenci... Bir Servet Aktürk romanı... Tüm kitapçılarda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder